Yavaşlamak Gerek Bazen..

Bundan 8 sene önce kendime hayatı yavaşlatacağıma dair söz vermiştim. Daha farklı yaşayacaktım hayatı, daha daha daha diye uzayıp giden bir listem vardı. Yapabildim mi hayır. Dolu dizgin geçti aksine…  

Evlendim, Maya Su , Mira doğdu. Çocuklarla birlikte şirket kurdum kapattım . Stüdyo açtım, kapattım. Yüzlerce proje yaptım, onu çektim bunu çektim. Sergi açtım, katıldım.  Bir çok bebeğin ilk gören teyzesi oldum. Bir çok mutluluğun en özel gününe eşlik ettim. Yerimde duramadım. İçim hep kıpır kıpır. Sonra yaşadığım yerlerden iki kere taşındım. En sevdiğim yerden artık çok uzaktayım. 20, 7,5 ve 4,5 yaşında üç kızım ve blogum var.  Bakıyorum da yaşadıklarıma yaptıklarıma vay diyorum vay.  Yani yavaşlayacağım derken tam sürat gitmişim hayata karşı.

Pişmanlıklarım da var, yaşamasaydım dediklerim de şükür çok şükür yaşadım dediklerim iyi ki yaptıklarım dediğim. Kendim gibi hayatımda deli dolu … Lakin 43 olduğum günden beri vücudum , sağlığım bana dur demeye başladı. Yazın en güzel ayında 28 gün neredeyse evden çıkamadım nefes alamadım. Sonra sebebini öğrendim şükrettim. Yine tamam geçti sebep belli derken kendimi toparlayayım. İnsülin direncimi  toparlayayım dedim. Bir de diyetisyene gideyim sağlığım için fit olayım spora başlayayım yeniden. Ama ne oldu. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Tepetaklak oldum.. Mira’nın doğumundan bu yana daha doğrusu kendimi bildim bileli yaşadığım anemi tüm şiddetiyle geri gelmişti. Hatta öyle ki kan değerlerim için endişelenilmiş acil hastaneye çağrılmak istenmiştim. Neyse ki Mutlu Dr varda duruma el koymuş. “Alışkın o”  demiş ama bu kez alışamadım galiba. Bilmesem daha iyi yaşardım sanki çünkü o halde bile süper hissediyordum evet saçlarım dökülüyor tırnaklarım kırılıyor nefes almakta zorlanıyordum ama çocukların peşinde koşmaktan hayata yetişmekten sanıyordum meğer anemiymiş. Çok üşürdüm zaten şimdi daha çok üşüyorum. Hiç bir ısı beni ısıtmıyor. İlk kez geçen hafta aldım kan ilacımı gittim hastaneye acil serviste yattım aldım ve geçecek dedim bu nedir ki . Ama son günlerde bir halsizlik bir keyifsizlik yoruyor beni bu anemi.

Bu da geçecek hadi dedim. İlk dozu aldın şimdi marş marş diyetisyene. Beynimde çoktan başlamıştım diyet fikrine. Kolaydı benim için bugün de 4.günü stres yok kaçamak yok. Yani sağlığım sinyal verdikçe sağlığım için gerekeni yapıyorum. Bir o bir bu deniyor hepsini paşa paşa gidiyor yaptırıyorum. Allah çaresiz dert vermesin ama ben sevmedim bu halimi.. Anemi bir an önce toplasın ben gene çok iyi hissedeyim ve koşayım kızlarla deli gibi dans edeyim zıplayayım onlarla. “Çok komiksin sen, komik anne “desinler yine bana. 

Sevimsiz bu yaşadıklarım. Yoruldum ve sevmedim bu hali.. Bunun anlamını da biliyorum. Olması gereken oluyor ve her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünen diyor ki “yavaşla, dur.. sağlıklı ol ” 

Zor olsa da benim için yavaşlıyorum, duruyorum ve sessizce bekliyorum. Fırtına öncesi sessizlik değil bu. Sadece  sessizlik. Verilmiş sözlerim var benim. Bugüne kadar kendim dışında herkese verdiğim tüm sözleri tutmuş bir kadınım ben. Hepsi gerçekleşsin daha da sessizleşeceğim. 

Dışarıdan bakıpta yargılamayın kimsenin hayatını. Ben hayat herkese güzel olsun isterim. Bu sebeple siz de kendinize söz verin. Kolaydır sözünde durmak. Hayat işte deyip geçin.. Anlamını bilenle..

YSM

 

Yorum yok

Yorum Yazın