Teknoloji İklim Değişikliğiyle Mücadeleye Nasıl Yardımcı Olabilir?

24 Eylül “Küresel İklim Grevi” gününde dünya çapında milyonlarca insan iklim krizine karşı acil olarak harekete geçilmesi için sokaklara çıktı. İklim krizi tüm şiddetiyle yaşanırken bunun en büyük sorumlusu biziz. İklim krizine karşı acil ve etkili adımlar atılmaz ise şu ana kadar yaşadıklarımız, yaşayacaklarımızın yanında hiç kalacak.

Fosil yakıt endüstrisinin atmosferi kirletmesinin iklimleri etkileyeceğini uzun yıllardır bilim insanları uyarmaktaydı. Yapılan bilimsel araştırmalarda, iklim değişikliği, madencilik, çevresel-ekolojik kirlilik, ormansızlaşma, yaban hayatın işgali, endüstriyel tarım ve endüstriyel hayvancılık vb. 7,6 milyar insanın hayatını çoktan tehlikeye atmış durumda.

Dünya Sağlık Örgütü, iklim değişikliğini 21. Yüzyılda en büyük sağlık tehdidi olarak görürken, iklim krizinin sebep olduğu iklim olaylarıyla birlikte Covid 19 salgını gibi küresel hastalıklar yeryüzündeki yaşamın sürdürülebilirliğini tehlikeye sokmuş durumda. Ülke liderleri 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı (GHG) emisyonuna ulaşma taahhüdünde bulunsa da küresel ısınmayı 2 santigrat derece içinde tutmak için somut eylemler gerekiyor.

Dijital Teknolojiler ve İklim Krizi

İklim krizi ve acil durumlarla mücadele edebilmek için dijital teknolojilerin bir an önce devreye girmesi gerekiyor. Bu teknolojiler içinde tüm ülkeler ve şirketler teknolojiyle birlikte ortaklık kurması gerekiyor. Zaman artık bireysel değil kolektif hareket etme zamanı. 

Madem pandemiyle birlikte dijital dünyaya dair tüm dinamikler değişti.  Sanayi devriminden bu yana 1 derece ısınan dünyamızın ısınmasını 2 derecenin altında tutmayı hedefleyen 2016 Paris Anlaşması’nı uygulamaya geçmeli ve teknoloji desteğiyle de iklim krizine çözüm bulabilmeyi başarmalıyız. Peki bu nasıl olacak?

Teknolojik gelişmeler, özellikle fosil yakıtların keşfi ve kullanımı, iklim değişikliğine katkıda bulundu. Aynı zamanda insanlığın gezegen üzerindeki etkimizin farkına varmasına ve küresel ısınmaya yönelik teknikler geliştirmesine izin verdi.

Küresel sıcaklıklardaki sürekli artışın yol açabileceği yıkıcı hasardan insanlığın kaçınmasına yardımcı olabilecek yeniliklere gelin beraber bakalım.

Karbon yakalama

Dünyanın iklim krizini yenmek için doğrudan havadan karbondioksit emen milyonlarca makineye ihtiyacı var mı? Evet var.

Dünya’nın yükselen ortalama sıcaklığı, bilim adamları tarafından, aksi takdirde uzaya kaçacak olan atmosferdeki radyasyonu yakalayan insan yapımı sera gazı emisyonlarından sorumlu tutuluyor. En önemli sera gazları arasında, sanayi devriminin başlamasından bu yana konsantrasyonları neredeyse %50 artan karbondioksit (CO2) bulunuyor. 

CO2 emisyonlarını azaltmak için kullanılan yenilikler arasında karbon yakalama, kullanım ve depolama teknolojileri yer alıyor.

Bilim adamları tarafından küresel sıcaklıklardaki artışı sınırlamak için ana hatlarıyla belirtilen neredeyse tüm senaryolar, yalnızca atmosfere salınan karbon miktarını azaltmakla kalmayıp, onu ortadan kaldırmayı da gerektiriyor. Karbon yakalama ve ayırma olarak bilinen bu teknoloji, karbonu atmosferden uzaklaştırmayı veya fiziksel olarak, genellikle yeraltında depolamayı ya da ağaçların yaptığı gibi onu yakalayan ve depolayan doğal süreçlerden yararlanmayı hedefliyor. Birçok şirket bu teknolojiyi hayata geçirmek için harekete geçmiş durumda. Şu an sayıları çok az olsa da yakın gelecekte çok konuşuyor olacağız.

Ormanları Korumak ve Orman Yangınlarını Tahmin Etmek İçin Yapay Zeka

Yapay zekanın (AI), iklim eylemi de dahil olmak üzere küresel sera gazı emisyonlarını 2030’da %4 oranında azaltmamıza yardımcı olabileceği tahmin ediliyor

2030Vision ortağı Microsoft, AI for Earth programı aracılığıyla, iklim değişikliği üzerinde çalışan kuruluşlara güçlü AI ve bulut araçları paketine erişim sağlayarak bu hedefi gerçekleştirmeye yardımcı oluyor. 

Markus Spiske adlı kişinin Pexels’daki fotoğrafı

Elektrikli Uçaklar

Avrupa Komisyonu’na göre, uçak emisyonları şu anda toplam AB Sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 3’ünü ve dünya sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 4’ünü oluşturuyor. 

Elektrik uçuşunu içeren bir geleceğin, mevcut havacılığın yakıt kullanımını ve emisyonları azaltarak daha temiz bir çevre yaratacağı düşünüldüğünde elektirikli uçakların ciddi anlamda olumlu bir gelişme olduğunu söylemek mümkün.

Enerji depolama

Elektrikli uçaklar, arabalar gibi bize yardımcı olacak doğru teknolojiye güç sağlamak için ürettiğimiz enerjiyi de daha iyi yönetmemiz gerekiyor.

Enerji depolama teknolojileri, yenilenebilir enerji ve enerji dönüşümünün geleceği için çok hayati önem taşıyor. Günümüzün yenilenebilir enerjisi “Güneş ve Rüzgar” devamlı elektrik üretimi için gereken teknolojiler ardı ardına devreye sokulmuş durumda.

                   Güneşin parlamadığı, rüzgarın esmediği zamanlarda ne olacak? 

Günümüzde enerjiyi bölgesel güç şebekeleri arasında uzun mesafeler boyunca taşıyabilen ara bağlantı olarak bilinen yeni güç hatları inşa ederek enerjiyi üretildiği yerden tüketildiği yere taşıma yeteneğini geliştiriliyor.

Cep telefonlarında ve elektrikli arabalarda kullanılan lityum iyon hücreler, şu anda sahip olduğumuz en iyi enerji depolama teknolojisidir. Hem evlerde hem de elektrik santrallerinin yanında kullanımlarının 2024 yılına kadar depolama kapasitesini on kat artırması bekleniyor.

Bioenerji Teknolojileri

Yenilenebilir enerji kaynakları arasında, belki de en çeşitli üretim potansiyeline sahip bir enerji türü biyoenerji. Biyogaz, biyodizel, biyoetanol ve biyokütle üretim seçeneklerine sahip ve yapılan çalışmalar sonucunda her geçen gün organik atıklardan enerji üretimi seçenekleri artıyor. 

Biyoenerji, çok geniş bir aralıkta olan potansiyel hammadde materyalleri üzerine yoğunlaşmakta. 

Bütün atıkların ve özel olarak yetiştirilen materyalin ısı veya elektrik üretmek için yakılması, ısı veya güç üretimi için metan gazı üretilmesi, şekerli ve nişastalı hammaddelerin etanol ya da bitkisel yağların biyodizele dönüştürülmesi ile benzersizdir. 

Unutmayalım ki “Teknoloji” tek başına iklim krizini çözemez. İklim krizini çözmek için gereken birçok teknoloji henüz hiçbir yerde hazır değil.

Dünyanın en çok ihtiyaç duyduğu şey iklim değişikliğine yönelik herkesin çözümün bir parçası olmasıdır. Artık her birey iklim krizinin etkilerini öğrenmeli ve diğer insanlarla birlikte dünyamız için harekete geçmelidir. Yoksa hepimiz için son şans olmayabilir.

YSM

 

Yorum yok

Yorum Yazın