Sokağın Kokusunu Hissedebilir misiniz?

Sanırım Bruce Gilden’in sözüydü; “bir fotoğrafa baktığınızda sokağın kokusunu hissedebiliyorsanız, o sokak fotoğrafıdır” . Bunun üzerine denebilecek çok şey var ancak ben fotoğrafın duyularımıza pek çok noktada temasının önemini kendime ders çıkartıp konumuza doğru yelken açacağım.

Son bir haftadır arkadaşlarımın – hatta fotoğrafla ilgisi öyle yoğun olmayanlarının bile – içlerinde saklı sokak fotoğrafçısı duruşlarını gördüm. Ya bir heves alınmış fotoğraf makinaları ya da telefonlarının kameraları ile şehrin karlı halini çekmek için kendilerini dışarıya attılar. Sokak fotoğrafçısı arkadaşlarımdan bahsetmiyorum bile… Zaten onlarla vapurda, caddede, parkta denk geldik. Denk geldiklerimin de, gelmediklerimin de paylaştığı karelere hayranlıkla baktım.
Karlı havalarda şehirde fotoğraf üretmek biraz daha zahmetlidir. Fotoğrafçıyı yorar. Ama günün sonunda istenen, hayal edilen kareler geldiyse tüm yorgunluklara değer. Sizlere benim kar fotoğrafı çekerken dikkat ettiğim konuları, ipuçlarını anlatacağım. Bana çok faydası oldu, umarım bir sonraki kar yağışında sizlere de olur.

Kar fotoğrafı çekecek fotoğrafçı birkaç saat dışarıda aralıksız kalma ihtimalini göz önüne alarak uygun kıyafet ve ayakkabı ile fotoğraf çekmeye çıkmalı, malum her şeyin başı sağlık. Hemen buna ek olarak ekipmanını da korumayı ihmal etmemeli. Eskilerin ifadesi ile kar suyu incedir, siz daha farkına varmadan makinanın elektronik devrelerine zarar verecek şekilde içeriye sızabilir. Bu sebeple koruyucu yağmurluk ya da naylon bir market poşeti bile oldukça işe yarar. Bu konuda en iyi çözüm ise hava şartlarına karşı korunaklı bir makina ve lens kullanmaktır. Son çekimde böyle bir ekipman seti kullanmanın avantajını keyifle yaşadım. Kar ortamında bir anda tipiye yakalanma ihtimali daima var, eğer siz ve ekipmanınız buna hazırsa durmak yok, çekime devam.
 


Ekipman konusunda bir diğer konu da lens seçimi. Her ne kadar çantada geniş açı lensim olsa da iyi kareler genelde tele-zoom lenslerle geliyor. Tele lenslerin optik olarak perspektifi yığma özelliği kar yağarken çekilen kareleri daha da etkileyici yapıyor. Fotoğrafçının hareket imkanının karda daha da zorlaştığını düşünecek olursak tele-zoom lensle az bir hareketle çok farklı kareler çekmek mümkün. Elbette geniş açı lensle çekilebilecek pek çok fotoğraf da oluyor. Bu durumlarda çantadan geniş açı lensi çıkarıp takmak normal zamanlarda hiç üşenmediğim bir aksiyon. Ancak kar fotoğrafı çekerken bunu kuru bir ortamda yapmazsanız sonuçları çok can sıkıcı olabilir. Sırf böyle durumlarda geniş zoom aralıklı lensler çok iyi çözüm. Konuya böyle bakınca buna en uygun lensler seyahat lensleri. Genelde kullanmayı pek tercih etmediğim bu kategori, karda ya da seyahatte benim için bile çok isabetli bir tercihe dönüşüyor. Hemen söyleyeyim, son çekimin kahramanı 12-100 mm aralığına sahip lens oldu. Tam kare karşılığı 24-200 mm aralığında açıya sahip bu lens ile kadraj kaçmadı desem yeridir. Makinanın üzerinde tek lens, hafif bir çanta, rahat hareket imkanı ve her kadraja uygun açı esnekliği.
 


Yine bilgileri tazeleyelim; sert ışıkta deniz kenarında çekilen karelerde ya da kar fotoğraflarında makinaların ışık ölçüm sistemleri (pozometre) yanılma eğilimi gösterir. Pozometre işlev olarak ortamdaki ışık miktarına göre bir poz değeri verir, ancak bu verdiği değer az önce bahsettiğim ışık ortamlarında normalde olması gerekenden daha düşük bir değerdir. Eğer fotoğrafçı bu pozlamaya göre çekerse kar bembeyaz değil daha grimsi bir tonda çıkar. O yüzden kameraların üzerindeki poz telafi (exposure compensation) düğmesi ile +1.0eV ~ +2.0eV arasında ilave pozlama yaparsak bembeyaz kar fotoğraflarına ulaşabiliriz. Bunu yaparken aşırı pozlamaya sebep olup aydınlık alanların patlamamasına dikkat etmek, histogramı kontrol etmek yerinde olur.
 


Kar fotoğrafı çekerken diğer koşullarda da kullandığım iki metodu hatırlatmak istiyorum; RAW formatta çekmek, seri çekim modunu kullanmak. RAW format analog döneminin negatif filmi gibi, fotoğrafı çektikten sonra üzerinde değişiklik yapmada esneklik sağlar. Kar fotoğrafı özelinde, beyaz ayarına (white balance) müdahale etmemiz çok kolaylaşır. Hatta anlatımı güçlendirecek yaratıcı dokunuşlarda bulunabilirsiniz. Seri çekim kullanmak da çok önemli. Tekrarı mümkün olmayan “o an” karelerini yakalamak için makinaya arka arkaya çekim yaptırın ki doğru kareyi yakalamanız mümkün olsun. Burada pazarlık konusu şu; fazladan çekilen kareyi daha sonra silmek mi, yoksa kaçan karenin arkasından iç geçirmek mi? Tercih sizin.
 


Aklıma gelmişken araya ekleyeyim. Mutlaka yedek piliniz olsun ve mümkünse cebinizde taşıyın. Soğuk havalarda piller normalden daha çabuk biter, o yüzden yedeğe ihtiyacınız olur. Bu yedek pil de vücut ısınızla yakın temasta olursa kendi kendine şarjının azalması sıkıntısı pek yaşanmaz. Çantanın dış cebine koyduğum yedek pilin Ilgaz Dağı’nda bana yaşattığı kötü sürprizi yıllar sonra bile hatırlıyorum. Ben diyeyim, siz yaşamayın.
 
                         Kötü fotoğraf yoktur, çekilmemiş fotoğraf vardır. 

Senede sadece birkaç kez çekme şansımız olan kar fotoğrafları için benim yaklaşımım çok net. “Kötü fotoğraf yoktur, çekilmemiş fotoğraf vardır. “ O yüzden ortamı olunca bol bol çekmek lazım. Hatta mümkünse erkenci olmak da iyidir. Daha kar üzerine basılmadan ya da yağmaya başlar başlamaz. Kompozisyon olarak yakın plan, genel plan ve detay plan arasında mekik dokuyun. Şehrin en bilindik caddesi karda başka güzel olur, en sıradan objeler etrafını kısmen saran kar örtüsüyle kendi gerçekliğinin üzerine çıkar, sıradanlığını yırtar atar. Yeter ki çekin… Tek kriteriniz o fotoğrafa siz ya da başkası baktığında karlı havanın soğuğunu ya da birkaç derin nefesten sonra burunda o keskin sızlamayı hissettiriyor mu… işte o zaman kar fotoğrafı olmuştur.
 
Size bu konuyla ilgili bir de sürprizim var. Önümüzdeki hafta ZoomTV Youtube kanalında “kar fotoğrafı nasıl çekilir?” konusunda çektiğimiz video da yayınlanacak. Bu okuduklarınıza ek olarak bizzat ben neler yaptım, görmeniz mümkün olacak.

Kapatmadan bir de ricam olacak. Sizlerden gelecek sorularla bir soru-cevap yazısı hazırlamak niyetindeyim. Böylece ileride öğrenmek isteyen, merak eden başka okuyuculara da faydalanacakları bir yazıyı beraber hazırlamış oluruz. Bunun için bana Instagram DM’den ulaşabilirsiniz.  

Sıhhatle mutlulukla bir sonraki yazıda görüşmek üzere.
 
Hakan Yaşar, Şubat 2021

 

Yorum yok

Yorum Yazın