Selfieli ya da selfiesiz, hayat devam ediyor…

Selfie, geçtiğimiz haftada kendi hakkında konuşturmaya devam etti. Belki de bu satırları yazdığımdan yayına gireceği zamana kadar da yeni bir bomba selfie haberi bile düşmüş olabilir. Ama biz ana bakalım. Biliyoruz ki tek an var, o da içinde olduğumuz an.

Türk Dil Kurumu ‘kendi fotoğrafını çekmek’anlamına gelen selfie’ye karşılık aradı geçen hafta.

Artık içimiz bayılsa da #selfie kelimesinden ‘Selfie’ kelimesinin Türkçesi’nin ne olduğu sorusuna TDK şimdilik herhangi bir karşılık bulamadıklarını belirtti.

Biz de kendi aramızda çok konuştuk. Espriler, tweetler kesilmedi yine. Ama özüne bakarsanız #selfie ‘ye en çok #kendi kelimesi yakışır.

Herkes #selfie konuşa dursun #selfie yazan ürünler ortaya çıkmaya başladı. Karl Lagerfeldbile #selfie’li paylaşımda bulundu. Tüm dünyada #selfie #celfie yazan ürünler çok satmaya çoktan başladı.

Sonra #selfie ile ilgili psikiyatrik açıklamalar geldi. “Bir kişi günde birkaç defa özel durumlarında selfie çekerse bu hastalık kabul edilmez. Ancak bu kişi her davranışını, her uygulamasını ya da her gittiği yeri kayıt altına alırsa bu durum benmerkezciliği teşvik eden bir hale gelir. Bu da kişilik zaafı haline dönüşür” denildi.

Geçtiğimiz hafta yazdığım Amerikan Psikiyatri Derneği tarafından #selfitis diye adlandırılan haber tamamen 1 Nisan şakası çıktı. Bir çok haber sitesi paylaştığı haberi geri çekti ya da bunun şaka olduğunu duyurdu. Yani henüz #selfitis diye bir hastalık yok.

Bu satırları yazarken fonumda The Chainsmokers – Selfie çalıyor. Buyrun buradan hep beraber izleyip, dinleyelim.

YSM, olarak size en başta söyledim. Burada selfie kadar hayat ile ilgili de paylaşacağım. Geçtiğimiz gün bir çekim için Kariye Müzesi‘ndeydim. Çekim için beklerken yağan yağmurda cep telefonumla da bir yandan fotoğraf çekiyorum. Cep telefonumda ön kamera açık kalmış ve gördüğüm bir tavan. Ama nasıl güzel bir tavan. Zaten oldum olası eski köşkleri çok severim. O an ön kamera açık olmasaydı o güzel tavanı göremeyecektim.

Neyse, üzerinden bir gün geçti. O fotoğraf öylece kaldı. Sonra bir cumartesi gecesi tüm günün yorgunluğunu kenara bırakıp uyku öncesine dakikalar kala instagrama bakmak istedim. Geçtiğimiz cumartesi günü instagram bir kaç saatliğine ulaşılamaz haldeydi. İşte o geceydi. Sonra bu fotoğraf çıktı yeniden karşıma ve içimden şu satırlar döküldü. İsteyenler instagramdan da aynı satırları okuyabilir.

“Kendi hayatınızın sahibi, kendi hayatınızın yıldızı olun. Sizi mutlu eden ne varsa yapın; başkalarının sizden istediğini sandığınız şeyi değil. Eğer hayatınızdaki insanlar sizi gerçekten seviyorsa, kararlarınızı destekleyecek ve mutlu olmanızı isteyeceklerdir. Her zaman yaşam enerjisi bizimle olsun. Yeter ki isteyin. İyi geceler.” diye yazdım fotoğrafın altına. Çok değerli yorumlar bıraktılar.

Sonra düşündüm, “Kelin ilacı olsa başına sürermiş ya da terzi kendi söküğünü dikemezmiş.” ya, ben de durum nedir diye…

Kendimle konuştum. Geldiğim nokta beni gerçekten seven insanlar, beni ben olarak kabul eden insanlar yanımda. Şükrettim. Çünkü her insan gibi hayatta hatalarım var. Günahlarımla, sevaplarımla devam ediyorum hayata.

Ama kendim olarak, YSM olarak. Bu da en büyük güç inandığım en büyük güçten sonra.

Kendin ol canımı ye derdim. Şimdi de Selfie / Kendiniz olabilmeniz dileğiyle diyorum.

YSM-Selfie Bakanı

15 Nisan 2014 benimgibi.com yazım.. “Selfieli ya da selfiesiz, hayat devam ediyor…”

 

Selfieli ya da selfiesiz, hayat devam ediyor...

Yorum yok

Yorum Yazın