Şarkılarımın dünyayı değiştirmeye yardımcı olacağından eminim.

“Yağmur, yağmur, yağmur, yağmur
Geri verecek buharlaşan sevgimizi
Yağmur, yağmur, yağmur, yağmur
Sessizce silecek kibirimizi…”

Ekimden bu yana Instagram hikayelerimde yağmurlu İstanbul sabahlarına eşlik eden Bertuğ Cemil’in 2006 yılında çıkardığı ilk albümünden “Yağmur” şarkısı. O kadar çok kişinin hatıralarında yer alıyor ki… Neden ekim? Hemen anlatmak istiyorum.

Bertuğ Cemil, her üç ila dört ayda bir şarkı yayınlayarak en geç iki yıl içerisinde bir plakla sonuçlanacak bir yolculuğa çıkarken; ekim ayında “Gülümse” şarkısı için konuşmayı çok arzu etmiştim. Kendisi Londra’da yaşadığı için fiziksel bir buluşma olmayacaktı haliyle. Sonra araya zaman girdi. Daha doğrusu benim hayatımda ön göremediğim birçok değişiklik yaşandı. Geç olsun, güç olmasın diyerek 2023’ün ilk röportajını Bertuğ Cemil’in bugün çıkan “Aşk Uzak” yeni tekli çalışması öncesi gerçekleştirmek istedim.

Ocak ayının ilk haftası çevrimiçi buluştuk. Daha ilk andan itibaren çok keyifli ve özel bir ana tanıklık ettiğimiz ortadaydı. Zoom aracılığıyla çektiğim fotoğraflardan da göreceğiniz gibi tüm görüşme boyunca “Gülümse”dik.

Geçmişten günümüze sohbetimizde sevgili Bertuğ Cemil; “Şarkılarımın dünyayı değiştirmeye yardımcı olacağından eminim.” derken dünyanın ne kadar değiştiğini ve artık hayatın da eski hayat olmadığının ikimizde farkındayız.

Sevgili Bertuğ Cemil. Sonunda Zoom’da da olsa bir araya gelebildik. (Gülüşmeler) Sizinle, müziğinizle giriş yapalım mı

Merhaba Bertuğ ben 🙂

İlk albümüm henüz yayınlanmış, ilk klibim televizyonda 7 Ekim 2006 akşamı dönmeye başlamıştı. Aynı zamanda doğum günüm olduğu için evde kopan tantanayı tahmin edersiniz. Birkaç gün sonra ilk televizyon çekimi için Cine5 stüdyolarındaydım.

Programın sunucusu Oktay Kaynarca şahane bir soru sordu:

“Şarkılarının dünyayı değiştireceğine inanıyor musun?”.

Bir saniye düşündükten sonra şöyle cevap verdim:

“Şarkılarımın dünyayı değiştirmeye yardımcı olacağından eminim.”

Konuklar kuvvetlice alkışladılar bu cevabı ve o günden beri müzik yaparken mottom bu oldu. Hayata farklı bakan, bağımsız ve bağlantısız bir şarkı yazarı olarak dünyanın gidişatına pozitif katkılar yapmaya çalıştım ve nefes aldıkça buna devam edeceğim. Tabii Türkiye’de ‘işçisin sen işçi kal, şarkıcısın sen şarkını söyle, gitarcı isen gitarını çal gibi bir mentalite de var. O mantığa asla katılmadım zira sanatçı demek toplumun, çevrenin, doğanın ve dünyanın dertlerine kafa yoran ve bu konularda etrafına faydası olan yaratıcı ve üretken kişi demektir.

Şarkılarınız insanı sarıp sarmalıyor. Yaratım sürecinde nelerden etkileniyorsunuz? 

Dünyayla, gidişatla, hayatla derdi olmadan sanatla uğraşmanın zor ve anlamsız olduğunu düşünürüm. Hayata kafa yormaya başladığım ilk gençliğimden beri de dertleniyorum. Zira ne dünya ne de memleket istediğim yönde gitmiyor. Fakat buna hayıflanıp demoralize olmaktansa ısrarla ve inatla hayatı özümseyip umut etmeyi, düşünmeyi ve üretmeyi tercih ediyorum. Yavuz Çetin’in çok haklı serzenişindeki gibi yaratılan  sistemler, kullanılan yöntemler moralimi bozmuyor değil. Özellikle son on yılda zira, yeni popülizm dalgaları dünyada çok hakim. Belki de bunlar da yaşanmalıydı bilemiyorum ama insanlığın tarihsel hataları tekrarlamasına hayret ediyorum.

Uzun zaman sonra size yeniden kavuştuk. Ya da şöyle diyelim aslında siz hep vardınız ama farklı bir yolculuğa çıktınız. Neler yaşadınız bu süreçte?

Son iki yıldır ilk firmam olan TMC Müzik ile çalışmaktan mutluyum. Yollarımız ayrıldığında üzülmüştüm çünkü mecra mühimdir benim için. Yol yürümeyi severim. Dönem dönem ilginç soru ve yorumlarla karşılaşıyorum “Ne güzel şarkılar yaptı adam ama kayboldu. Zaten bu ülkeye fazlaydı, anlaşılamadı, nerelerde kim bilir ?” vs. gibi…

Yani aslında olan şu: Önce mecramı yitirdim, sonra mecramı bulamadım bir süre. Bu arada zaman geçti, sistemler ve yöntemler değişti. Benim gibi şarkılarından ve performansından önemli sunacak pek bir şeyi olmayan bir sanatçı için imkanlar azaldı. Gerçi arttı da bir yandan, dijital dünyanın devleşmesi ile.

Bu yorumları yapanlara ve bu soruları yöneltenlere şunu söylemek isterim: Ben kaybolmadım, sadece buluşmamız zorlaştı bir süredir. Hep beraber biraz daha emek isteyecek buluşmalarımız artık. Hepimiz sanal alemdeyiz, daha çok izleyiniz, daha çok dinleyiniz, beni takip ve talep ediniz. Zira bu aralar çıktığım yolculuk, her üç ila dört ayda bir şarkı yayınlayarak en geç iki yıl içerisinde bir plakla sonuçlanacak. Bu yolu şarkılarımı seven herkesle beraber yürüsek çok güzel olmaz mı?

Kesinlikle çok güzel olur. Ekim ayında çıkan Gülümse” şarkınız sonrası iletişime geçtim ve bakın şimdi Aşk Uzak” çıkıyor.  (Gülüşmeler)

“Aşk Uzak” bu serinin beşinci şarkısı oldu. Düzenlemesi ile soundu ile bugüne kadar yayınladığım, tarzımın dışına doğru göz kırpan enteresan işlerden biri oldu benim için. Dinleyicimin tepkilerini merakla bekleyeceğim.

Aşk Uzak, her şarkınız gibi sizin gibi çok içten. Çok kıpır kıpır, çok eğlenceli bir şarkı olmuş. Şarkı nasıl ortaya çıktı

“Aşk Uzak” bir elektro-pop hatta elektro-funk şarkısı. Aslında ilk hali Santana vari bir Latin-Rock şarkısıydı. Ta ki sevgili dostum Orkun Bagatur onu duyana dek. Orkun’un kendisi de müzisyen, şarkı yazarı ve büyük bir müzik aşığı. Dolayısıyla onun gustosunu ve görüşlerini önemserim. Geçtiğimiz yıl bizim evde hoparlörlerden “Aşk Uzak” çalmaya başlayınca Orkun adeta havaya sıçradı ve “Bu şarkıyı kesinlikle yapmalısın!” diye haykırdı. Elbette baş üstüneydi ve şarkıyı modern bir bakışla yeniden ele aldık. O doğrultuda tüm enstrümanları çaldım ve vokalleri yaptım. Yani tam bir 1+1 adam işi oldu. Keyifle dinleneceğini umuyorum. Yeri gelmişken sevgili Reha Omayer’e şahane mix ve mastering için teşekkürü borç bilirim.

Şarkının klibi de çok keyifli olmuş. Yazın enerjisini hissediyoruz. Kimlerle çalıştınız, klip sürecinde neler yaşadınız?

Aşk Uzak videosu ve görselleri yine eşim Esra Candan Sağınç’a ait. En sevdiğimiz yer olan Datça Aktur ve çevresindeki koylarda iki gün boyunca çekimler yaptık. Muhteşem doğanın güzelliklerinden faydalanmaya çalıştık. Sevgili eşim ve Aktur ahalisi arkadaşlarımızla bu tecrübeyi paylaşmak çok güzeldi.

Ayrıca tekne, drone ve görüntü desteği için DatçaTube (Instagram) sevgili Ali Tan Sökmenoğlu’na da çok teşekkürler. Sayesinde ilk defa tekne kullandım, hem de şarkı söylerken 🙂 Yaz mevsimini özlediğimiz bugünlerde klibin ilaç gibi geleceğini düşünüyorum.

Sevgili Bertuğ Cemil, zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim. Hayat enerjinizin müzik aracılığıyla bize akışı hiç bitmesin. 

Yeşim Hanım, yeni şarkılarda, kliplerde ve en önemlisi konserlerde yeniden buluşmak dileğiyle, kalın sağlıcakla.

Fotoğraflar: Esra Candan Sağınç

20 Ocak 2023, Milliyet Yaşam

 

Yorum yok

Yorum Yazın