10 Şub Sanat ve fotoğrafta cinsellik-2
Cinselliğin ülkemizde en çok ayıplanan ama en çok da merak edilen eylemlerden biri olduğunu biliyorsunuz. E haliyle hakkında bu kadar az konuşulan bir konu, birçok soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Sanatkâra yalnızca “edepsiz kişi ” olarak bakılabilir mi? Sanatı olaylara alet edenlerin cinsellik düşkünlüğünü veya müstehcenliği kötülemesi, onların tahrike dayanan seks düşkün olmalarından olmalı? Belki de insanı insan yapan değerlerle mücadeleden mi kaynaklanır?
Fotoğrafların önemli amaçlarından bir tanesi, dikkati fotoğraf üzerine çekmek ve izlenmeyi sağlamaktır. Bu amaçla yola çıkan fotoğrafçılar için cinsellik ve kadın bedeni, vazgeçilmez bir unsurdur.
John Berger’in “Görme Biçimleri” adlı yapıtında kadının, erkek egemen bir topluma gözlerini açması sonrasında, bu dünyada izlenen ve kendini izleyen bir obje olarak yapılanmasından bahseder. Berger kitabının ilerleyen satırlarında, erkeklerin davrandıkları gibi kadınların ise göründükleri gibi olduğunu dile getirir. İkili ilişkilerde, erkekler kadınları seyrederler, kadınlarsa seyredilişlerini seyrederler. Bu durum, yalnız erkeklerle kadınlar arasındaki ilişkileri değil, kadınların kendileri ile ilişkilerini de belirler. Kadının içindeki gözlemci erkek, gözlenense kadındır. Böylece kadın kendisini bir nesneye özellikle görsel bir nesneye seyirlik bir nesneye dönüştürmüş olur. Kadın bedenin sanat tarihinde yapılan birçok eserle birlikte fotoğraf ile de ilişkilendirilmesi görsel olarak çalışmaların izleyicide bıraktığı etkiyi vurgular. Özellikle fotoğraf söz konusu olduğunda sanatçının üretim kavrayışı ve arayışı fotoğraf ile birlikte farklılıklar gösterebilmektedir.
Sonuç olarak; kadın, tarihin hemen hemen her evresinde şairlere, ressamlara, fotoğrafçılara edebiyatçılara, heykeltıraşlara ve sanatın tüm dalında uğraş veren sanatçılara ilham kaynağı olmuştur.
Yüksel Özen, Sanat Yazarı ve Fotoğraf Sanatçısı, Şubat 2021,
Yorum yok