“İyi ki…”lerimiz birlikte çoğalsın!

Z kuşağı gümbür gümbür geliyor. Gelecek adına çok umutluyum. “Teknoloji kuşağı” olarak adlandırılan bu çocuklar son derece iyimserler, özgürler ve onlar için her şey mümkün. Z kuşağının toplumsal sorunlar karşısındaki duyarlılık seviyesi için uzmanlar”Zaman içerisinde gerçekleştirilecek çalışmalar ile netlik kazanacak” diyor olsa da tüm gözlemlerim son derece duyarlı ve farkındalıkları yüksek çocuklar olduğu.

Yağmur ve Armağan Karakaş’da Z kuşağı çocuklara muazzam örneklerden. “Gelecek Sizin” adında bir kitaba imza attılar. Bir ailenin öyküsünden etkilenerek başlattıkları iyilik;bugün 11 ünlü isimle yaptıkları söyleşilerden oluşan “Gelecek Sizin” kitabıyla taçlanmış durumda. Kitabın gelirini 9 Eylül Üniversitesi Çocuk Hastanesi Acil Bölümünde yatan çocuklara destek olmak amacıyla bağışlayan bu ikiz kardeşlerin hikayesini çevrimiçi bir söyleşiyle size aktarmak istedim.

E.Armağan ve Yağmur Karakaş kardeşlere, anneleri Nihan Hanım’a, sevgili arkadaşım Orhan ve Deniz Meriç’e söyleşi sürecindeki destekleri için çok teşekkür ederim. Her zaman iyilikle, sevgiyle, sağlık dolu günlerde buluşalım.

Sevgili Yağmur, Sevgili Armağan; “Gelecek Sizin” adında ünlü ve etkileyici kişilerle röportajlardan oluşan bir kitap yazdınız. Bir hayalden yola çıktınız. Sizi bu kitabı yazmaya iten neydi?

Yağmur: Biz eskiden beri ufak tefek yardımlar hep yapıyorduk zaten. Lise öğrencisi olduğumuz için meslek seçimi yapmamız gerekiyor. Sürekli bir araştırma içindeyiz. İşinde başarılı kişilerle konuşma şansımız olsa çok iyi olur diye düşünüyorduk.Bir sosyal sorumluluk projesi tasarladık. Farklı mesleklerden işinde başarılı kişilerle röportaj yapabilirsek, kitap olarak bastırıp gelirini de bağışlarsak hem liseli öğrenciler için yol gösterici bir kitap çıkar, hem de ihtiyacı olan çocuklara sağlık ve eğitim adına fayda sağlamış oluruz diye düşündük. 9 Eylül Üniversitesi ile irtibata geçtik. Çocuk Hastanesinin ihtiyacı olan bir cihazı almayı, kalan parayla da EÇEV (Ege Çağdaş Eğitim Vakfı)’nda okuyan burslu çocuklar için tablet ve satranç takımları almayı planladık.

Kitabı okurken söyleşi yaptığınız kişilere sorduğunuz sorular dikkatimi çekti. Bu 11 kişiyi nasıl belirlediniz?

Armağan: Biz önce çok emin değildik bize cevap verirler mi diye. İlk olarak Azra Kohen ve Selçuk Şirin’e projemizden bahseden bir e-posta attık. Olumlu yanıt gelince cesaret geldi. Birlikte oturup farklı meslek dallarında başarılı olmuş, tanınan 18 kişi belirledik. Kitabın satılabilmesi için bu kişilerin tanınan, sevilen, başarılı kişiler olması gerekiyordu. Böylece hem hayat tecrübeleri ve tavsiyelerinden faydalanacaktık, hem de insanlar bu tanınmış kişilerin röportajlarını okumak isteyeceği için kitabımızı kolaylıkla satıp, büyük bir bağış yapabilecektik.

Kitabı yazarken en çok hangi alanda zorlandınız?

Yağmur: Soruları hazırlarken. Çünkü herkese aynı soruları sormak doğru olmazdı. Önce özgeçmişleri bulduk. Onları ayrı ayrı okuyup, her kişiye ayrı sorular sorduk. Kitabın gerçekten fayda sağlamasını istediğimiz için detaylı araştırma yapıp, doğru sorular sormak istedik.

Kitabın gelirini 9 Eylül üniversitesi Çocuk Hastanesi Acil Bölümünde yatan küçük kardeşlerimizin tedavisi için gerekli olan bir cihazı almak amacıyla yola çıktığınızı söylediniz. Daha önce ne gibi projeler hayata geçirdiniz?

Yağmur: Biz ilk olarak ilkokul 4. Sınıftayken yılbaşı harçlıklarımızla kendimize değil hastanede onkoloji bölümünde yatan çocuklara hediye almıştık. Hastanede yılbaşı ağacı kurduk, hediyeleri o ağacın altına bıraktık. Onlar o paketleri sevinçle açarken bu kadar mutlu hissedeceğimizi hiç tahmin etmemiştik. Birilerine yardım etmek, onları mutlu edecek bir şey yapmak bizim için yeni bir şeydi. İki hafta sonra hastaneden bir teşekkür mektubu yolladılar, bu bizi çok motive etti ve daha çok şey yapmak istedik. O yaz, ikinci el eşyalarımızı sattık. Kıyafet, okuduğumuz bitirdiğimiz kitap; ne bulursak… O parayla da Kuşadası’nda bir engelliler okuluna kırtasiye yardımı yaptık.

Armağan: Daha sonra 9 Eylül Çocuk Hastanesi açıldığında duvarlarına hayvan figürlü duyuru panoları yaptırdık ve astık. Onkoloji Bölümünde kalmak zorunda olan kardeşlerimiz için annemizin birkaç arkadaşıyla yaptırdığı oyun odasına her sene oyuncak ve kitap gönderdik.

Siz kimlerden ilham aldınız?

Bizim ailede herkes yardım yapmayı sever. Özellikle annem, babam ve anneannem. Hayatta herkesin eşit şansa sahip olmadığı ve elimizden geldiğince insanlara yardım etmemiz gerektiği öğütleriyle büyüdük biz. Bizim böyle büyük bir projeye başlama cesareti göstermemiz buna bağlı. İlham kaynağımız ailemiz yani.

Kitap yazmak ve sosyal sorumluluk projelerinde yer almaktan başka hayatınızda neler yapıyorsunuz?

Yağmur: 11. sınıf öğrencisi olduğumuz için üniversiteye hazırlanıyoruz. Pandemi olduğu için sosyalleşmek mümkün değil zaten.

Armağan: Bende 11. sınıf öğrencisiyim. Çok yoğun bir program. Vakit buldukça spor yapıyorum ve gitar çalıyorum.

Yaşıtlarınıza neler söylemek istersiniz?

Armağan: Kitabı okursanız Selçuk Şirin’in bir sözü var. ‘Yola çıkın…Yol görünür’ diyor. Bu proje ilk başta çok olası görünmüyordu bize aslında. Ama biz bir hayal kurduk, bir adım attık, ısrarla onun peşinden gittik, çok çalıştık ve başardık. Siz iyilik için yola çıkınca gerçekten destek görüyormuşsunuz. İyilik gerçekten bulaşıcıymış. O yüzden aklınızda iyilik adına bir proje varsa siz de harekete geçin, arkası geliyor diyorum.

Yağmur: Bu hayatta herkes eşit şansa sahip değil. Biz böyle iyilikler yapınca sanki bunu eşitlemiş gibi hissediyoruz. İyilik yapmak sadece yaptığınız kişiye değil, size de iyi hissettiriyor. Özellikle lisedeki arkadaşlarımız için kitabı alarak farklı meslek dallarından başarılı olmuş bu kişilerin hayatlarını ve tecrübelerini okumalarını tavsiye ederim.

YSM’in notu: Kitapta yer alan Fazıl Say, Selçuk Şirin, Azra Kohen, Filiz Eczacıbaşı Sarper, Erhan Erkut, Fahir Atakoğlu, Ufuk Tarhan, Murat Özyeğin, Mehmet Öz, Yılmaz Büyükerşen, Nasuh Mahruki’nin çok sözü hepimize ilham olacak nitelikte 🙂

Yeşim Mutlu

21 Nisan 2021 Haberlercom

Yorum yok

Yorum Yazın