İyi fotoğraf çekmenin sırrı

Modern eğitim metotlarında sıkça kullanılır ya… “5 maddede hafızanızı nasıl geliştirirsiniz?”, “10 maddede origami ustası nasıl olursunuz?”, “20 maddede inci gibi el yazısı nasıl yazarsınız?”… İşte ben de bu metoda başvurarak diyorum ki “tek maddede nasıl iyi fotoğraf çekersiniz?”. Üstelik hiç oyalanmadan hemen söylüyorum ki merakta kalmayın. “Tek maddede iyi fotoğraf çekmenin sırrı”; çok, çok, çok kötü fotoğraf çekmektir!”
 

https://www.instagram.com/hakanyasar/

 
Fotoğraf kısmına dalmadan önce hafızasını geliştirmiş insana, origami ustasına, ve inci gibi el yazısı yazana haklarını teslim edeyim. Bu insanlar o kadar uzun zamandır bu konulara emek harcayıp ter dökmüşlerdir ki deneyimlerini maddelere dökecek kadar yaptıkları işte ustalaşmışlardır. Gelelim fotoğrafa… Her ne kadar ustası olma iddiam olmasa da bunca yılın sonrasında iyi fotoğrafa ulaşma konusunda tüm yol arkadaşlarıma bolca kötü fotoğraf çekmelerini ve bunların kötü olduğunu da kendilerine itiraf etmelerini daha doğrusu kendileriyle barışık olmalarını tavsiye ederim.
 
Çokça kötü fotoğraf çekmek için öncelikle epeyce deklanşöre basmanız gerekir. Bu oldukça faydalıdır. Böylece deklanşör sesine, basma hareketine alışır, reflekslerinizi geliştirirsiniz. Tabii fotoğraf makinasını doğru tutmayı da öğrenirsiniz. Bu pratikler doğru anda doğru aksiyon için fotoğrafçıyı gayet iyi eğitir. Üstelik kullandığınız makinayı daha iyi tanımanın ilk kapısını açar. Makinayı tanıma, onu vücudun bir uzantısına dönüştürme konusunda netliği kaçmış, pozlaması hatalı, esas konu ya da hikayenin ıskalandığı fotoğraflar pek bir faydalıdır. Kaçan karenin ardından gözyaşları dökme seansı bittikten sonra “Allahım ben nerede yanlış yaptım” aşamasına geçilir. Google, Youtube, bilgisine güvenilen bir arkadaş, kullanım kılavuzu, distribütör firma alternatiflerinden herhangi birine ya da hepsine özenle başvurulur. Ama emin olun kaçan fotoğraf ne kadar canınızı yakarsa makinayı tanıma süreniz o kadar kısalır.
 
 
Bu kötü fotoğraflar çekme konusunun biraz da psikolojisini konuşalım. Hep kötü fotoğraf çekmenin süper keyifli bir tarafı var; dipte olmak. Daha aşağısı, daha derini yok… deneyimledim, oradan biliyorum. İşte keyif kısmı burada başlıyor. Madem en dipteyim, o zaman -insan olaya biraz mantıkla bakınca- gidilecek tek yolun ileriye, yukarıya doğru olduğunu görüyor. Bu bilinçle hareket edince öğrenilen her yeni bilgi, denenen her farklı yaklaşım ilerleme hanesine neon ışıklarla yazılıyor.
 
Bir diğer konu insanoğlu olmamız, beğenilmek, onaylanmak konusundaki aç iştahlarımız. Hele bunları bir de sosyal mecralarda bekliyorsak şimdiden söyleyeyim şenlik var!  “had bilmek”, “sosyal medya etiğine sahip olmak” gibi konularda kendinizi başkasının vicdanına teslim etmek istemiyorsanız ya fotoğrafları bu ortamlara çıkarmayın ya da başkasına fırsat bırakmadan siz kendinizle dalga geçin. Sizin kendinizle olan didişmenizi görenler zaten laf söylemeye, yorum kilitlemeye cesaret edemezler. Sözün özü,  “bilgisi görgüsü sorgulanır” mesajlara, yorumlara çok da takılıp kalmayın. Herkes bir şeyler yazabiliyor, maşallah! Marifeti kendinden sayan yorum sahiplerine, az bilgiyi yüksek özgüvenle itekleyenlere tebessüm edin, cevap vermeyin, onları o “en iyi hallerinde” bırakıp siz yola devam edin. Vakit çok değerli, yapılacak çok hata, öğrenilecek pek çok yeni bilgi var.
 

 

Hep ortaya konuşmuşum… Biraz da benden bahsedeyim…
 
Fotoğrafa ismini verecek kadar önemli olan ışık konusunu başladıktan 3 sene sonra anlamaya başladım, hala da keyifle öğrenmeye, denemeye devam ediyorum. Ama en azından öğrencilerime daha başlar başlamaz “ışık” diyorum. 
 
Fotoğrafın; bir iletişim dili olduğunu, hikaye anlatma misyonunu ise 9 sene sonra kavradım, bunu da hatalarım ve kaçırdıklarımla öğrenmeye aynı keyifle kendimi geliştirmeye devam ediyorum.
 
 
Muhteşem hatalar yapmaya, göz alıcı kötü fotoğraflar çekmeye devam etmeden önce son birkaç cümlem var.
  • fotoğraf çekmek, daha iyi, daha nitelikli fotoğraf çekmek bir yarış konusu değil, ömür boyu süren değerli bir yolculuktur. 100 defa düşsek de 101. defa ayağa kalkıp yürümeyi gerektiriyor
  • hatalarımızdan öğrenmek çok eğitici ancak her yeni bilgiyi öğrenmek için önce hata yapmak gerekmiyor. Merakla, hayal gücünü özgür bırakarak araştırmak, öğrenme reflekslerini hazır tutmak da yerinde olur
  • daha iyisininin arayışında olan fotoğrafçı için abartılı övgüler, gürültülü alkışlar ilerlemeyi engelleyen tuzaklara dönüşebilir. Siz düşmeyin.

@hakanyasar

 
Bu kadar sözün üzerine merak eden varsa benim muhteşem kötü fotoğraflarımın olduğu eski bir websitesinin adresini bırakıyorum. Hepsini çok seviyorum, hepsinden çok şey öğrendim.
 
 
Sıhhatle mutlulukla bir sonraki yazıda görüşmek üzere.
 
 
Yorum yok

Yorum Yazın