Günlerden Hıdırellez

#evdekal ile geçen bilmem kaçıncı gün. Evlerin içindeyiz. Yüzyılın pandemisine denk geldik. Şu güne kadar sayısız haber okudunuz. Belki de okumamayı tercih ettiniz. Ben bana ne iyi geliyorsa onu yaptım. Oradan buradan gelen mesajları, videoları okumadan sildim. Kıyamet senaryolarına kapattım kulaklarımı. Bilim ve teknoloji gündemimin tam ortasında.

Bu yazıyı okuyorsanız sağlıklı ve evde olduğunuzu düşünüyorum. Hayat devam ediyor. Her ne şartta olursak olalım her duruma alışmaya çalışıyoruz. Evde kaldığım ilk günlerde sudan çıkmış ördek gibiydim. Duruma alışmaktan öte hayatın verdiği kadarıyla da yetinmeye çalışıyorum. Hala da olduğu kadar olur diyerek zorlamadan yaşamaya çalışıyorum. Kabul etmek benimkisi. Yıllar sonra yaşadığımız günlere bakıp “ne zamanlardı” diyeceğiz biliyorum.

Sadece yaşamak… Sihirli kelimemiz bu olsun. O kadar çok duruma alışmaya çalışıyoruz ki. Bir düşünün; zorunlu haller için maskeyle sokağa çıkarken, eldivensiz herhangi bir yere dokunmayı bundan önce düşünür müydük? Hayatın durma noktası geldiği günlerde sağlıklı ve özgür olmak ne kıymetliymiş. Sayısız durumun içindeyiz. Var olalım yeter ki…Hayat akışında ne getirdiyse kabul…

Bugün Hıdırellez. Baharın ve bereketin müjdecisi olarak inanan herkese mutluluk verir. Sayısız ritüel ve dilek mesajları paylaşılır. Annemin anlattığı günden bu yana hep heyecanla beklerim. Genç dönemimde o kadar önemsememiş olsam da 30’lu yaşlarımla birlikte hayatımda olmaz oldu. İnanmanın bu kadar güzel vücut bulduğu bir gün. Bugün de aynı heyecanla gül ağacına dileklerimi asacağım. Bu sene tek fark dilekleri yazdığım kağıt deniz ile buluşamayacak. Varsın olsun.

Hayatın içinde olduğumuz günler yine gelecek. Yeni bir dünya düzeni ortaya çıksa da hayat devam edecek. Asıl bu süreç bize neler öğretti, neler bizim için daha anlamlı.

Yeşim olarak hayatı hep dolu dolu yaşayan bir kadındım. Bundan sonrasında da daha fazla yaşamaya ve hiçbir anı ertelememeye karar verdim. Klinik psikolog ve varoluşçu psikoterapist Ferhat Jak içöz’ün “Kendin Olmanın Dayanılmaz Hafifliği” kitabından da bahsetmek isterim bu kararımla birlikte. Uzun zamandır okuma listemde olan ve ne büyük tesadüf ki şu günlerde okuduğum kitapta “Bu dünyada kendimizden başka evimiz yok” satırları öyle derin anlam taşıyor ki… Okumadıysanız mutlaka okuyun derim.

Ertelemeyin hayatı, sevdiklerinizi… İnanın yaşam dediğiniz iki nefes arasında. Yaşayın değerini bilerek… Hem zaten “öyle bir geçer zaman ki” .

05.05.2020 Milliyet Yaşam 

Yorum yok

Yorum Yazın