26 Kas Farkınız çantanız olsun!
Çocukluk arkadaşlarınızla hala görüşüyor musunuz? Çok istememe rağmen benim için pek mümkün olmuyor. 89 yılından bu yana İstanbul’da yaşıyor olsam da arkadaşlarıma, köklerime gönülden bağlıyım. Her zaman her yerde Çanakkaleli olmaktan ne kadar gurur duyduğumu söylerim. Dünyanın en güzel şehirlerindendir memleketim.
Size el emeği çantalarıyla hayatı ve sevdiklerini güzelleştiren; çocukluk arkadaşım Gülcan Özdamar’dan bahsedeceğim. Gülcan ile çok uzun yıllar oldu görüşmeyeli. Ama sağ olsun sosyal medya sürekli haberleşiyoruz. Bazen görüşemiyor olsak bile o bağ hiç kopmuyor. Yıllar önce Gülcan çanta dikmeye başladığından bahsetmiş ve kabul edersem bana da hediye etmek istediğini söylemişti. “Ne demek kabul etmemek keyifle takarım” dediğim zaman sanki dün.
Gülcan geçtiğimiz haftalarda sosyal medya sayfasını geliştirmek ile ilgili bir soru sordu. Madem o sayfasını daha çok kişiye ulaştırmak el emeği işini büyütmek istiyordu. Onu sizlere anlatarak küçük bir destek verebilirdim.
Gülcan’ın ilham veren hikayesi nereden başlasam, nasıl başlasam diyen ev hanımlarına örnek olsun 🙂 Eminim Gülcan gibi birçok kadının hayalleri gerçek olacak. Hem her şey bir hayalle başlamıyor mu?
Gülcan’cığım, seni kısaca tanıyabilir miyiz?
Merhaba ben Gülcan Özdamar 1971 Çanakkale doğumluyum. 95 yılında evlendikten sonra İstanbul’a yerleştim. 21 sene İstanbul’da yaşadıktan sonra tekrar memleketimiz olan Çanakkale’ye geldik. El işi yapmasını çok seviyorum. Bu sebeple birçok kursa gittim ama en çok beni cezbeden çanta dikimi oldu. İstanbul’da çocuklarımın yaş aralığı çok az olması ve bırakacak kimsem olmadığı için hiç çalışamadım. Ama evde de hep bir şeyler yapmaya çalıştım, hiç boş durmadım. Başkalarına kıyafetler diktim. Daha sonraları bu iş sıkıcı gelmeye başladı. Çocuklar okula başladıktan sonra bir sene Yakacık Kimsesizler Yurdunda gönüllü annelik yaptım. Bu benim için çok ayrı bir deneyimdi. Oradaki çocukların ne kadar iyi şartlarda yetiştirilirse de bir anneye ihtiyacı olduğunu gördüm.
Yaklaşık 4 sene kadar önce Çan’da “Üretici kadınlar pazarı” adı altında bir pazar kurduk. Yakın yerdeki festivallere katılıp çeşitli sergilere gidiyorduk. Fakat pandemi dolayısıyla birkaç aydır kapalıyız. Ben de şu an yine evden üretim yapmaya devam ediyorum. Türkiye’nin birçok iline çanta yolladım ve yollamaya devam ediyorum.
Eşin Mehmet ile tanışma zamanlarınızı anımsıyorum da “ah gençlik” diyorum:) Aşkının peşinden gidip İstanbul’a geldin. İstanbul’da yaşarken doğduğumuz yere Çanakkale’ye dönüş yaptın. İstanbul’da yaşamak nasıldı? İstanbul hayatında neleri değiştirdi?
Evet canım senin de bildiğin gibi biz eşimle birbirimizi çok sevdik, beraber olabilmeyi çok istedik. 6 senenin sonunda ancak evlenebildik. O zamanlar kurallar vardı biliyorsun. Abladan önce abiden önce evlenilmezdi ama galiba seninle biz bu kuralı bozmuştuk?
İstanbul’a geldiğimde başta çok zorluklar yaşadım tabii ki herkes yabancı, aşırı bir kalabalık, bir yerden bir yere gitmek için felaket bir trafik vardı. Ailemden ayrı olma gurbetlik en zor gelmişti bana. Ama zamanla hepsine alıştım.
İstanbul’da yaşadığım süreçte birçok kursa gittim. Anne çocuk eğitiminden; nakış dikiş mefruşat kursuna kadar. Buralara gittikçe kendime güvenim artmıştı büyük şehirde ben işi yaparım diyordum. Biliyorsun köyde her kafamıza eseni yapamazdık. İzin verdikleri zamanda Çan’a gidip gezebilirdik istediğimizi yapardık. Gerçi sen o zaman da istediğini yapan biriydin ilk Sezen Aksu saç modelini sen yapmıştın. İlk göbeği açık tişörtü sen giymiştin. Sarı renkliydi bugün gibi hatırlıyorum ?? İstanbul’da çok iyi dostluklar edindim halen daha da görüştüklerim var iyi ki diyorum iyi ki İstanbul’da yaşadım geriye güzelliklerle geçen bir 21 sene kaldı diyebilirim.
Instagram hesabında (@teyzosun_cicileri) kişiye özel tasarım el emeği çanta ve önlük paylaşıyorsun. Çanta dikmeye nasıl başladın?
Oğlum ilkokula başladığı zaman ilk olarak halk eğitim kursuna girmiştim. Orada bir tane çanta diktim. Ama bana göre herhalde dünyanın en güzel çantasıydı. Bundan sonra birkaç tane daha çanta diktim. Tabii kurs kapanınca ben ara verdim. Çantamı elimde gören arkadaşlardan komşulardan isteyenler oluyor “al sana hediyem olsun, hatıram olsun” diyerek ben çantaları dağıtıyorum. Meraklıyım da dikmeye. Övgüler geldikçe çok hoşuma gidiyor. Büyük oğlum Tuzla’da bir okul kazanınca biz de oraya taşınmaya karar verdik. Oturduğumuz yere oğlumun gelip gitmesi zor oluyordu. Okul eşimin iş yerine de yakındı, biz de taşındık. Orada İSMEK kursuna gittim ilk sene öğretmenim “Saniye Çam” hocam buradan güzelliklerle anıyorum kulakları çınlasın hocamın. Bir çanta diktirdi bana dedi ki ” sen bu işi yaparsın bunun peşini bırakma bu işten para kazan.” ilk başta çok inandırıcı bulmamıştım açıkçası kime satacağım diye düşündüm. Çantayı diktikten sonra ilk kurstaki insanlardan talep geldi “bana da dik bana da dik” zor gelmişti onlara dikmesi ama ben çok zevk alarak dikiyordum sonra yan sınıflar istedi giderek onların arkadaşları komşuları bu iş büyümeye başladı. Ve ben Instagram sayfası açtım. Instagram sayfasına “önlük çanta” diye başladım çünkü o zaman çeyizlik önlükler de dikiyordum. Şu an çanta yoğunluğundan fazla dikemiyorum ama yine de özel istek olduğu zaman dikiyorum.
İlk sırt çantası siparişi aldığım zaman dedim ki nasıl yapacağım ben bu işi? Bir tane hazır sırt çantası aldım söktüm. Ona bakarak dan bir sırt çantası diktim ve sahibine teslim ettim. Kadın arkasından bir tane daha sırt çantası sipariş verdi. Çok beğenmiş. Dedim ben bu işi yapacağım. Sonrasını da zaten İstanbul’dan Çanakkale’ye geldik. Çan’a geldiğimizde Instagrama ağırlık verdim çünkü pazarlama alanım çok dar olduğu için satış çandan öte gitmezdi. Ve yaklaşık 4-5 senedir yoğun biçimde üretiyorum. Türkiye’nin her iline kargo yapabiliyorum. Yeni insanlarla tanışmak beni çok mutlu ediyor.
Çanta ve önlük dikerken neler hissediyorsun? Sana neler ilham veriyor?
Her çantayı dikmeye başladığımda sanki ilk defa dikiyormuş gibi heyecanlı hissediyorum. Acaba bittiğinde nasıl olacak? Acaba sahibi beğenecek mi? Tam istediği gibi olacak mı? Hep bu sorular kafamda oluyor. Çantayı bitirdikten sonra geçiyorum karşısına “bu çanta keşke benim olsa aynısından ben de dikmeliyim” diye düşünüyorum. Yani diktiğim her çantayı çok severek dikiyorum.
Nelerden ilham aldığına gelince; karşımdaki insanın tişörtündeki resmi bile ay bu çantaya ne güzel olur dedirtiyor bana. Kumaş almaya gittiğimde orada yapacağım modele karar vererek alıyorum. Parça parça kumaşları gördüğümde hemen eklemek geliyor içimden hop al sana bir çanta. Adı kırkyama oluveriyor. Kişiye özel çalıştığımda da kişinin özelliklerini yazmasını istiyorum. Onlardan ilham alarak resme döküyorum yani çantanın üzerine onun özelliklerini işliyorum. Doğada gördüğüm çiçeklerden, sokakta gördüğüm insanlardan bile ilham geliyor. Bazen gecenin bir yarısında aklıma geliyor ay diyorum bu çantayı böyle yaparsam süper olur. Hemen kalkıp modelini çiziyorum hemen başlıyorum yapmaya ertesi sabah kalktığımda. Böyle yani. Ne zaman, nerede aklıma bir çanta modeli geleceği belli olmuyor.
Üretici kadınlar nedir? Neler yapıyorsunuz?
Üretici kadınlar pazarı kurduğumuzda 30 kişi toplanmıştık ama zamanla aramızdan ayrılanlar oldu şu an 16 kişi falan devam ediyoruz. Pandemiden dolayı 2-3 aydır kapalıyız. Evinden el sanatlarıyla ilgili üretim yapanlar hamur işleri yapanlar bir araya toplandık. Haftada iki kere pazarımız açılıyordu burada satış yapıyorduk. Davet aldığımız sergilere gidiyorduk festivallere katılmıştık her şey çok güzeldi inşallah pandemi bitip tekrar açıldığımızda dernek kurarak devam etmek istiyoruz bu konuda belediyeden söz aldık.
Hayallerin ve geleceğe dair planların neler?
Hayallerim…
Ben bu işimi severek yapıyorum hayalimdi gerçek oldu. Ama şimdi hayalimde çok ünlü birisine çanta dikmek var benim diktiğim çantayı koluna severek takacak bu kişiyle birlikte foto çektirmek. Yıllar önce sana diktiğim çantayı sen taktın ama bir denk gelip fotoğraf çektiremedik. Bir de çanta diken bir modacının ya da bu işi iyi bilen birisinin yanında bir hafta da olsa çalışmak istiyorum. Bu işe başladığımdan beri bunları hep söylüyorum ama zaten adı üstünde sadece hayal.
Planlarım…
Ben şu an evimden üretim yapıyorum. Odamın bir köşesini atölyeye çevirdim. Ama ufak bir atölye açıp orada çalışmak, devamlı olarak iş yapabileceğim bir mağaza ile anlaşıp oraya kendi tasarımlarım olan çantalarımı GM markasıyla vermek istiyorum. Bakalım şu zor dönemleri geçsin ondan sonra bakacağız. Sayfa adım her ne kadar @teyzosun cicileri olsa da çantaların üzerindeki marka GM tasarım olacak.
GM ne anlama geliyor?
G benim ismimin baş harfi M eşimin baş harfi. Benim en büyük destekçim eşim her konuda hem maddi hem manevi olarak her an benim yanımda. Bende onun için markada onun isminin de olmasını çok istiyorum.
İstanbul ve Çanakkale için bir çanta tasarlasan kumaşı ve desenleri nasıl olurdu? Neleri anlatmak isterdin?
Bu soruya şu an cevap vermekte zorlandım. İlham gelmedi desem? Düz bir kumaş üzerine renkli ve çok çarpıcı parlak bir kumaştan Boğaz Köprüsünü, Galata Kulesini yapardım. İstanbul’un canlılığını, karmaşasını bir o kadarda çekiciliğini ve vazgeçilmez olduğunu göstermek için.
Çanakkale içinde herhâlde Truva atını, Şehitler Abidesini falan yapardım gayet sade bir şekilde. Ya galiba Çanakkale’m anlatılmaz yaşanır bir şehir olduğundan çantayı bile anlatmakta zorlandım. Bu tasarım için çok düşünmem lazım.
El emeği, göz nuru benzersiz çantalar yapıyorsun. Senin gibi el emeklerini satarak aile bütçesine katkıda bulunmak isteyenlere ne önerirsin?
Evden üretip boş durmayan kadınları her zaman takdir etmişimdir. Bir yola girdilerse eğer sonuna kadar bırakmasınlar devam etsinler istedikleri yere gelene kadar. Çalışmanın üretmenin yaşı yoktur bence gözümüz görene kadar elimiz tutana kadar üretmeye devam. El emeğinin değeri giderek bilinmeye başladı artık herkes fabrikasyon değil ev hanımlarının ürettikleri ürünlerden almak istiyor. Bizler de bu olumlu gelişmeyi değerlendirip evimize katkı sağlayabiliriz.
Size ulaşanlarla çanta dikmeye nasıl karar veriyorsunuz ve çalışma şekliniz nasıl?
Bize çanta diktirmek için ulaştıklarında genelde sayfadan gördükleri bir çantayı soruyorlar. Fiyatını söylüyorum, uygun gelirse biteceği günü yazıyorum ve çanta bitene kadar hep iletişim içinde oluyoruz. Yaptıkça fotoğraf atıyorum. Bittikten sonra çantanın içini dışını arkadan görünüşünü ayrıntılı bir şekilde çekip atıyorum eğer ki isterse video çekip atıyorum. Onay alınca da onlar ödemeyi yapıyor ben kargo yapıyorum. Tek yaptığım çantalarda ise kişinin özelliklerini soruyorum kedi sever, köpek sever, örgü örer, gitar, keman çalar vb. gibi bunları kumaş üzerine aplike yapıyorum.
Çanta ve önlüklerinden almak isteyenlere ne söylemek istersin?
Çanta ve önlüklerimden almak isteyenler bana Instagramdan @teyzosun_cicileri hesabımdan ulaşabilirler. Ürünler hakkında her türlü bilgiyi sayfamdan mesajla veriyorum hiç çekinmesinler. Bizden bir kere çanta alan bir daha alışkanlık yapar diyorum.
İlk kez 24 Kasım 2020 Haberlercom da yayımlanmıştır.
Yorum yok