09 Şub Doğal Doğum ve Bir çift Söz
Bazen dilimi tutamıyorum ve buraya tutamadığım sözleri yazıyorum. Gecenin bu saatinde nereden aklına geldi demeyin. Aslında bugün zeytinyağlı taze fasulye pişirmeye çalışırken elimden salça kavanozunu düşürdüğüm an aklıma geldi yazacaklarım. Çok tuhaf gelebilir ama böyle bazen olmadık anlar ben de olmadık çağrışımlar yaratıyor. Serde hafif delilik var sanırım 🙂
Konu doğal doğum ve doğal doğum koçları ya da hepsi… Bazen olması gerekenin olması gerektiği gibi olurken , olması gerekeni olması gerekenden farklı yollara saptırdığımızı düşünüyorum. Ben doğal doğum ya da eşimin deyimiyle vaginal doğum yapamadım. Sezeryan ile doğum yaptım. Farklı farklı sebepler ve stresler söz konusu idi ve doğal doğumu aklımdan hiç geçiremedim. Netice itibari ile her ikisi de 37+2 de doğdular. Homonlarım sezeryana rağmen her yerimden fışkırdı Maya Su’da 8 Mira ‘da 12 saat sonra fılır fıldır ayakta dolaşıyordum. Ne sırtım kambur ne de öne eğilmiş yürüyen halim vardı. Sütüm de 24 saat için de gelmişti zaten 1 saat için de odaya gelmiş ve hemen emzirmiştim. Bazı hurafelerin gerçek olmadığını söylemek isterim. Şöyle ki Miranın doğumundan sonra atoni geçirir haldeyken bile Maya Su’nun mezuniyet törenine gitmiştim Gymboreeye. Yani bu annenin hayat nasıl, nereden ve hangi moddan baktığına bağlı.
Son 6 aydır doğal doğum yani doğumun kendisi olan bir çok doğum da fotoğraf çektim. Doğal doğum da mümkün olduğu kadar müdahale edilmeden doğum gerçekleşir. Konuyla ilgili hekim, ya da hamile koçu vb kadar olmasa da son beş yılda hem çekimler hem de Mutlu Dr sayesin de epey konuya hakimim. Gece gündüz evimiz de kanama, doğum sancısı, bebek hareketlerinde azalma, telefonları eksik olmaz. Bazen eşim konuşurken onun adına içimden cevaplıyorum. Doğum anında da pek çok an var ki bir adım sonrası ne olacağını biliyorum ama susuyorum çünkü ben fotoğrafçıyım ve o an söyleyeceğim en ufak kelime bile etrafı etkiler. Deneyimler sadece kişiye özeldir her doğum farklıdır ve herkes doğumu farklı yaşar gördüğüm bu. Asla literatür bilgisi ya da ukalalık yapmak değil benimkisi. Ama bazen çok ama çok kızıyorum. Buraya uzun uzun eşimin yazılarından kopyalayabilir ya da ondan bana özel bir yazı yazmasını isteyebilirdim ama istemedim.
Sadece her zaman olduğu gibi hissettiklerimi ve gözlemlediklerimi yazmak istiyorum. Şimdi annelerin doğum anında etrafında yapılan gereksiz konuşmalardan örnek vermek istiyorum(sanki birileri bu konuşmaları birilerine ezberletmiş)
- Bir kere sezeryan geri kalmış ülkelere tıbbi alet satmak için uydurulmuş bir yöntem değildir! (bu acı biberlik tam) Bazı durumlar da mutlaka sezeryan gerekir! Ama madem ki geri kalmış ülkelerde cihaz satışı için sezeryan yapılıyor o zaman biz reddedelim ve tıbbi aletleri iade edelim… Hangi yüzyıldayız ya bu teoriler çok akıllıca değil lütfen başka söylem bulun
- Doktorunuz su kesesini açmak istiyor ki doğum hızlansın. Buna da deli oluyorum. Bırakın hekim hekimliğini koç koçluğunu yapsın. En doğru kararı anne ve bebeğin sağlığı adına hekim verir -ki genel de su kesesi kendiliğinden de açılır-
- Herkesin doğum hikayesi kendisine ağrı çeken anneye korkudan ya da bebeğin stresli çıkmasından bahsetmek gereksiz!..
- Başka örneklere yer vermemek lazım doğum 48 saat de sürer, 5 saat de, 1 saat de bu kişiye göre değişir. Doğumun zamanı olmaz doğum doğumdur acildir her an olabilir
- Suni sancı gereksizdir, bazı durumlarda suni sancı verilmesi gerekebilir olmazsa olmaz değildir ne olur gereksiz, olmaz gibi keskin sözler kullanmayın!
- Epizyotomi yani bebek çıkarken yapılan kesi annede oluşabilecek yırtık vb stresleri engeller herkes epizyosuz doğuracak diye bir durum yok. Ha ille de yırtılsın kendi toparlasın diyorsanız başka !
- Ultrason ile yurt dışında az bakılması ülkemiz de sık bakılması karşılaştırılması yanlış!. Ablam Fransa da doğum yaptı takibi de orada oldu Dr USG ile bir kez baktı çünkü devlet ve sigorta kuralları sadece ona izin veriyordu. Ülkemiz de USG olmayan dr iyi hekim sayılmıyor! Çok yazık değil mi !
- NST aletine bağlı kalmak iyi değilir. Ya bu da o kadar çelişir ki bazı durumlar da NST hayat kurtarır. Bebek kalp sesleri strese girme olabilir!… yazacak daha sözüm var ama bir çift demiştim belki devam ederim yine. Son sözüm “ Doğum çözülmesi gereken bir kriz değildirrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr” !YSM-bıdı bıdıcı
Çiseren
09 Şubat 2011 saat 22:39Yeşim ağzına, klavyene basan parmaklarına sağlık. İçtenlikle katılıyorum sana. Herdoğumun ayrı bir hikayesi var, bunu en güzel en sakin biz gözlemliyoruz galiba.
Epizyotomi kötü derler.. ama doktorun inatla yapmadığı bir doğumda bazen ne kadar gerekli olduğunu anladım. sonuç itibariyle bebek çıkımda çok uzun süre kaldı doğduğunda 10dk nefes alamadı ve anne çok kötü bir yırtılma yaşadı kanaması uzun süre durudurulamadı.. bazen çokta doğalcı olmamak, birazda bilimin sunduklarından faydalanmak doğrudur. Sezaryende bebeğin hayati riski daha düşük olduğu için ben kendi adıma sezaryeni tercih edeceğim inşallah bebek sahibi olmak kısmet olursa. Ama o doğumu görmeseydim bebeğin yanlış kararlar silsilesiyle dünyaya gelişini ve uzun süre nefes alamadığını görmeseydim, günlerce acı çekmekte olsa ucunda normal doğumu savunuyordum. Ki bir sürü güzel normal doğum görmüştüm, beni yüreklendirmişti.. Ama gördüğüm o ki en iyi doktorların bile peş peşe yanlış kararlar alabildiği, ve o kararların hayati önem taşıdığı, birşeyi zorlamamak gerektiğidir. Ufak bir hatanın ciddi sonuçlara yol açabileceği çok kritik bir an. Normal doğumun gelişmiş ülkelerde dayatılmasının nedenlerinden biri de sigorta şirketlerinin batma yolunda oluşları ve bütçeyi düşürme çabaları değil midir? Düşünün 5 gün bir hastanın masrafları+ameliyat ücreti karşılanıyor.. Günümüzde normal doğumun her iki yönden de abartılmaması gerektiğini savunuyorum. yani ne aman ille de normal doğum, ne de normal doğum kötü demeliyiz. Ama risklerin daha yüksek olduğu yüzdelerle ortada olan bir gerçek. Herkes istediği şekilde sağlıkla yapsın doğumunu, doktoruna güvensin. Ben bilime, ilime, bilim adamlarına güvenirim, diğerleri beni ilgilendirmez, eskiden sez. vardı analarımız nasıl doğuruyormuş diyenlere bende eskiden koçlar mı varmış analarımız nasıl doğuruyormuş demek istiyorum =) Ve bu süreçte gerekli kişilerden (doktorlar hemşireler ebeler..) başka kimsenin bildiklerini, duyduklarını bu anı yaşayan kişilerle paylaşmamalarını tavsiye ediyorum. Bu büyükanne olur, arkadaş olur komşu olur… herkes susmalı bilenler ve orada doğumu gerçekleştirenler konuşmalı..
tekrar ellerine sağlık Yeşimcim.
admin
10 Şubat 2011 saat 14:14Çiserencim,
Yorumun harika. Eksik kalan yerleri senin yorumun tamamlamış.
Bir mucizenin anneye kavuştuğu anın büyüsüne kadar geçen süreçte ve etrafda yaşananlar o kadar etkiliyor ki herkesi. Ben erkeklerin askerlik, kadınların doğum hikayeleri bitmez derim hep 🙂
Herkesin gönlünde yatan ve kendine uygun olan yöntem ile sağlıklı son ile biten doğumları gerçekleştirmesi.
Gerisine zaten sözüm yok.
Teşekkürler Çiserencim
YSM