22 Tem Bozcaada’da poyraz kadar “Çiçek Pastanesi” rüzgarı esiyor!.
Bozcaada.. Bozcaada sevdalıları, Bozcaada Aşıkları ve her nerede olursa olsun mutlaka Bozcaada diyenler.
YM: Bozcaada’da 2004 yılından bu yana “Çiçek Pastanesi” rüzgarı esiyor. Kimdir, kimlerdendir, hikayesi nedir Çiçek Pastanesi’nin?
TG: 1981 yılında Bozcaada’ya gezi amaçlı gelişimiz ada hayranlığına dönüştü ve yaz tatillerimizi burada geçirmeye başladık. Ada’ya yerleşme nedenlerimizden biri de mesleki deneyim ve bilgi birikimimizi yatırıma dönüştürüp kaliteli hizmet vermeyi amaçlamamızdandır.
Gurbetçi olan dedelerimiz, Rize Çamlıhemşin’den çalışmak için gittikleri Çarlık Rusya’sında işletme sahibi olarak devam ettirdikleri mesleklerini, Ekim 1917 ihtilalinden sonra mal varlıklarının bir kısmını orada bırakarak Türkiye’ye dönmüşlerdir. Yurda döndükten sonra farklı yerlerde farklı işletmeler açarak uzun yıllar sürdürdükleri çalışmaları neticesinde meslekte saygın bir yer edinmeyi başarmışlardır…
ÇİÇEK PASTANESİ olarak bizlerde bu zincirin bir halkasıyız. Ata mesleğimizin 4. kuşak temsilcisi olmanın gururunu yaşarken en iyi şekilde hizmet verebilmenin heyacanını sürekli olarak içimizde hissetmekteyiz…
Artık tercih edilen bir marka olan Bozcaada Çiçek Ekmek ve Pasta Fırını, doğal lezzetleri bozmadan geleneksel Türk mutfağına hitap ederken, “Farklı Kültürlerin Ortak Yaşamı” düşüncesinden yola çıkarak BOZCAADA’ya özgü Rum mutfağının özelliklerini taşıyan ve kaybolmuş lezzetleri de kaynağından araştırıp,geliştirip gün ışığına çıkartıp üretim proğramı dahil edip sofralara ulaştırmaktadır.
Çanakkale’nin en güzel tatil beldesi olan Bozcaada’da “ÇİÇEK FIRIN” “ÇİÇEK PASTANESİ” olarak hem değişik ürün yelpazesiyle hem de küçük ama sıcak bir ev atmosferi sunan işletmemiz günün her saatinde hizmet vermektedir.
YM: Tahir Günday’ı Bozcaada’ya sürükleyen nedir? Çiçek Pastanesi olmasaydı burada ne yapardınız?
TG: *”Tanrı, insanları uzun ömürlü olsunlar diye Bozcaada’yı yaratmış”
Böyle demiş Herodot… Tarihçi Herodot’un bu sözünden etkilenerek Bozcaada sevdasına tutulmuş olabilirim.
Beni buraya sürükleyenin ne olduğunu tam olarak bilemiyorum, ancak Adanın kendine özgü gizemli ve etkileyici tarihi kimliğinin yanısıra tarihi yaşanmışlıkları, beton yığınlarına talan olmamayışı, doğal güzellikleri, sessiz, sakin ve sıradan bir hayatın oluşu ya da kavurucu sıcakları alıp götüren o muhteşem “POYRAZ” rüzgarları beni buraya sürüklemiş olabilir.
Çiçek Pastanesi olmasaydı mutlaka yine üretimle ilgili bir işte uğraş verirdim. Geçmişimde İnşaat Müteahhitliği de olduğu için, yapılacak yapıların Ada’nın dokusuna ve kimliğine uygun olarak yapılması konusunda çalışmalar ve üretimler yapardım.Bu düşüncem bir tarafta bekliyor ve her an bu yönde de hizmet verebilirim.
YM: Eşiniz ve çocuklarınız hayatınızı tamamen değiştiren Çiçek Pastanesinin neresinde? Size nasıl destek veriyorlar?
TG: Eşim Şermin Hanım, oğlum Cemil Can ve kızım Gökçen ve ben hayatımızla bütünleşen Çiçek Pastanesi’nin ayrılmaz parçalarıyız.Yaptığımız iş hizmet sektöründeki en ağır işlerden biridir.
365 gün devam eden günlük ve saatlik iş. Her gün zamanında ve aynı kalitede üretim yapıp sunmak zorundasınız. Eşim ve çocuklarım bu konuda hiçbir fedakarlıktan kaçınmayıp sürekli bana destek veriyorlar.Hem imalat hem işletme konusunda oldukça tecrübe edindiler.
Eşim Şermin Hanım pastanedeki imalatı takip eder ve sunulacak ürünlerin tedarik edilmesi,hazırlanması sırasındaki en büyük destekçim.
Oğlum, Sinema Tv okudu. Newyork’da “Kamera ve Görüntü Yönetmenliği” üzerine yüksek lisans yapıp Los Angeles şehrinde bir film yapım şirketinde çalışıyor.
Oğlum Cemil Newyork’a ilk gittiği zaman mesleğiyle ilgili iş bulamadı ve bir marketin içinde faaliyet gösteren pastanede 6 ay kadar ustalık yaptı.Yani başka yerlerde ustalık yapabilecek kadar mesleği öğrenmiş durumda. Bir müzede fotoğrafçılık işi bulunca pastaneden ayrıldı.
Amerika’da yaz nedeni ile işleri yavaşlayınca Bozcaada’ya bana yardıma geldi. Sizinle şu anda bu röpörtajı yaparken kendisi imalatta çalışıyor.
Kızım Gökçen İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Opera/Şan bölümünden mezun oldu. Eğitimi süresince hep bana yardım etti. Pastacılık meslağini ve işletmeciliği tamamen öğrenmiş durumda.
YM: Çiçek Pastanesi’nin her yerinde klasik müzik, şiirler, piyano, fotoğraflar yer alıyor. Sanki eski bir filmin başrolündeyiz. Hepsi bir araya nasıl geldi? Biraz anlatır mısınız?
TG: Çiçek Pastanesi Kültür ve sanatın içinde olmalıydı. Yeni nesil Pasta-Cafe düşünmedik.E ski ve kaybolan pastahane kültürünü yeniden canlandırmak ve yaşatmak amacıyla yola çıktık. Bozcaada’nın ruhuna uygun bir işletme olsun istedik.
Edebiyatı ve şiiri çok severim. Çiçek Pastanesinin bir köşesini kitaplara ayırdım. İnsanlar bizi ziyaret ettiklerinde, kahvaltı yaparken,tatlı veya pasta yerken çay kahve içerken gazate, dergi ve kitaplarla da buluşturmayı ve kitap severlerle buluşmayı hedefledim. Ya da en azından duvarlara astığım şiirlere göz atarak insanları şiirle buluşturmayı düşündüm.
Çiçek Pastanesinin içindeki piyanoyu Kızım Gökçen çalıyor. Zaman zaman geçer piyanonun başına çalmaya başlar. Bazen konservatuardan hocaları gelir aniden onlarla beraber mini konser verirler, ve bir anda hiç kimsenin beklemediği sırada Bozcaada semalarında ARYA yükselir… Bazen kızım çalar ben söylerim.(Tabiiki Karadeniz ezgileri) Bazen de piyano çalmasını bilen konuklarımız (müşterilerimiz) müsade isterler ve piyano çalmaya başlarlar.
YM: Çocukken yediğiniz dondurma, limonata vb tatları şimdi kendi pastanenizin tatlarında buluyor musunuz?
TG: Sloganımız “Çocukluğumuzda ki lezzetlerle buluşma noktası” Evet Çiçek Pastanesi olarak bizim misyonumuz katkılı,boyalı,sentetik ürünlerden arınmış doğal lezzetleri bozmadan üretim yapıp sunmak. Dondurmayı ben kendim yapıyorum.Bozcaada yetişen keçi ve inek sütü, doğal orkide salep , mevsim meyveleri ile hazırladığım dondurmamız, gerçekten çok lezzetli ve sağlıklı. Limonatamız eski yöntem rende limon kabukları ile hazırlanır ve sunulur.
YM:Damla sakızlı bademli kurabiyeniz şehir efsanesi gibi herkesin dilinde. Sırrını nereden alıyor?
TG: Çiçek Pastanesi olarak kaybolan lezzetler konusunda araştırma yaparken, Bozcaada’da yaşayan Rum Vatandaşlarımızın yıllar öncesinde kendi evlerinde mutfaklarında özel günler için yaptıkları “DAMLA SAKIZLI BADEMLİ KURABİYE”yi keşfettik.
Rum komşularımızla görüşüp tarifler alarak beraberce deneme üretimleri yapıp 2005 yılında değerli müşterilerimizin beğenisine sunmak için üretim planımıza aldık. Kısa zaman içerisinde Bozcaada’nın kaybolan lezzetleri arasından çıkartılıp “Geleneksel Lezzetleri” arasında yerini alan bu kurabiyenin ortaya çıkartılması aşamasında bizlere yardımcı olan ve konuyla ilgili bildiklerini bizimle paylaşan komşularımız Pelayia Pişirici, Vasiliki Boğday, Atina Savaidis ve Antula Arvanitoğlu hanıma buradan bir kez daha teşekkür ediyoruz…
İşte bu kurabiyenin tarifi:
1 kg un
400 gr yağ
500 gr pudra şekeri
10 gr sakız
Hamur yoğrulduktan sonra avuç içerisinde yauvarlanan parçaların(parçalar 50 gr ağırlığında) içine 1 adet bütün badem koyulur ve kapatılır. Tepsiye dizilen kurabiyeler düşük dereceli fırında pişirilir.
Not= Biz odun ateşinde yani kara fırında 1 saate pişiriyoruz…
YM:Sizin Bozcaada denince aklınıza gelen ilk üç kelimeniz nedir?
TG: Huzur, Çavuş Üzümü, Şarap
YM: Ada’lı biri olarak Bozcaada’nın son on yılını gözlemleme fırsatınız olmuştur. YSM olarak da ben çok eski hallerine göre çok değişmiş buluyorum. Sizce son 10 yılda neler değişti?
TG: Bozcaada’nın hızlı değişim gösterdiğini söyleyemeyiz. Son 10 yılda fiziki olarak fazla bir değişiklik olmadı. Ada’nın sit alanı oluşu bu konuda fazla bir tahribatın yapılmasını bu güne kadar englledi.Bundan sonrası ne olur bilemiyoruz.
Gemi seferlerinin artması ve Ada’ya ulaşımın kolaylaşması bazı sorunları beraberinde getirdi.Trafik ve park sorunu en büyük dert. Bir tek Ayazma Plajında tesis olması nedeniyle , günü birlik gelenlerin bir tek plajda denize girmeleri çok büyük sorun olarak karşımızda duruyor. Ayazma Plajında Ağustos(1984-1985-1986-1987-) ayında bizden başka denize giren yoktu dersem abartmış olmam inanın…
YM: Bozcaada’da yapmaktan asla vazgeçmeyeceğiniz sizi mutlu eden nedir?
TG: “Bozcaada’da yaşamak ” burada yaşamaktan çok mutluyum asla vazgeçmek istemiyorum…
YM: Bozcaada için en büyük hayaliniz nedir?
TG: Bozcaada için en büyük hayalim ; çavuş Üzümünün itibarını yeniden kazanması, şarapçılığın ve bağcılığın öneminin artması,alt yapısı tamamlanmış, imar talanına uğramamış, ve güzel sanatlarla ilgili tam teşekküllü bir yüksek okulun açılması…
Sevgili Tahir Günday’a ve Çiçek Pastanesi ailesine çok teşekkür ediyorum. Emin olun yine yeniden oralarda olacağım.
Yorum yok