Ben dünyaya öğrenmeye geldim

Kadınlar arasında “Kadın kadının düşmanıdır” yargısı oldukça yoğundur. Ne yazık ki çok kadın bu sözü haklı çıkaracak tecrübeler yaşıyor. Kişisel olarak sayısız deneyimim var. Hiçbirine takılı kalmadan hayatıma devam ediyorum. Başarılı, zeki, güçlü, sürekli öğrenen,kendini geliştiren, işine tuykuyla bağlı, kendi kadar etrafındakiler yükselten, sevgi dolu, paylaşımcı, hayal kuran ve hayallerinin peşinden giden kadınlara her zaman hayranlık duyarım. Zeynep Şimşek’te bu kadınlardan bir tanesi.

Sevgili Zeynep ile geçtiğimiz hafta Cihangir’de buluştuk. Semti çok severim. 2009 yılında bir fotoğraf projesi için yılın neredeyse her günü oradaydım. Zeynep, Grey Cihangir’de buluşalım dediğinde ayrı sevindim. Semtlerin ruhuna çok inanırım. Bir de anılarla dolu olunca değmeyin keyfime.

Sesimin kısıklığı sebebiyle fotoğraf çekimini Nadir Özkan‘a bıraktık. Nadir’in çalışmaları çok uzun zamandır dikkatimi çekiyordu. Sağ olsun Zeynep bizi bir araya getirdi. Satır aralarına serpiştirdiğim bu harika karelerin hepsini o çekti. Güzel bir yaz gününden geriye güzel anılar ve güzel kareler kalırken Zeynep ve Nadir ile yeniden bir araya gelmek üzere ayrıldık.

Sıra şimdi bu güzel günün özetinde…

Zeynepciğim, nasılsın? Çok uzun zaman sonra bir araya gelip bu söyleşiyi hayata geçirdiğimiz için çok mutluyum 🙂 Seni ilk kez tanıyacaklar için kısaca senden bahsedelim mi?

Tabii ki Yeşimciğim. Merhaba, ben Zeynep 1989 İstanbul doğumluyum. Lisede hazır giyim okudum. Üniversite eğitimimi Işık Okulları’nda tamamladım. Sonrasında İtalya’da erkek giyim eğitimi aldım. Halen eğitim yolculuğum devam ediyor.

Son görüşmemizden bu yana hayatında neler değişti? Neler yapıyorsun?

Yeşimciğim, öncelikle çok büyük markaların tasarım departmanlarında çalıştım. İtalya’da aldığım eğitim sonrasında rotam dergicilik ve basın sektörüyle kesişti.

Türkiye’de birçok dergide çalıştım. Tabii bununla beraber yurt dışında çalıştığım dergiler de oldu:

Vogue Germany, Vogue Italy, Esquire Singapore, Elle Bulgaria, L’officel Azerbeycan.

Lokal dergilerden; Esquire, Alem, Based, Cosmopolitan ve Elele bir kaçı 🙂

Son olarak Punto Markası’nda “Style Director” olarak çalıştım ve deri koleksiyonu hazırladım.

Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi mezunusun. Halen stil tasarımı dersleri veriyorsun. Kendi okulunda ders vermek hayalin miydi?

Işık Okulları mezunuyum, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu bir eğitim kurumu. Orada ders veriyor olmak benim için ayrıca gurur! Hepimizin yolu ışık olsun.

Pandemiyle birlikte dijital defileler, doğa dostu ürünler, dijital deneyimler hayatımıza girdi. Sence dijitalleşme modayı nasıl etkiledi?

Bu yeni dünya düzenine alışacağız. Birçok meslek şekil değiştirerek karşımıza çıkacak. Artık dijital dünyaya ayak uydurmakla beraber sürecin bir parçası olacağız. Bu durum modayı daha da etkileyecek. Tüm alışkanlıklarımızın değişeceği bir çağın içindeyiz. Öncelikle farkındalıklarımız artıyor, tüketim konusunda daha öznel davranmakla beraber bunun nesillere aktarımı da değişiyor. Yani kısacası organik ve tümsel olan her şey bizi kendine daha çok yaklaştırıyor.

Zeynepciğim, sanat hayatının neresinde? (Çok sıkı bir sanat izleyicisi olduğunu biliyorum ama okurlarımıza biraz anlatalım) Senin için moda ve sanat ne anlam ifade ediyor?

Benim için sanat hayatımın vazgeçilmezi. Bir sanat eğitimcisi olarak görüyorum kendimi. Doktora eğitimimi “Sanatta yeterlilik” üzerine yapmak istiyorum.

Çağdaş sanat ve akımlar benim ilham kaynağım. Sanatla moda ilişkisi ise; bence sanatı zanaata çevirmek büyük bir beceri. Bu beceriyle beraber endüstriyel bir moda çalışanı haline geliyorsunuz. Aradaki bu geçiş vizyonla birleşince siz gerçek bir moda sanatçısı haline gelirsiniz.

Gel hadi birlikte hayal kuralım 🙂 Oscar ve Cannes Film festivalinde kimleri giydirmek istersin?

En sevdiğim, benim hayal kurduğum isimler listesinde; Jennifer Lopez, Ciara, Beyonce var. İnanıyorum bir gün olacak. Oscar’da ise Johnny Depp, Selma Hayek ve büyük üstat Anthony Hopkins var.

Türkiye’den şunun stiline bir el atsam dediğin var mı? Ya da beğendiklerin diye sorayım.

Birçok ünlü isimle çalıştım. Stil bence başlı başına bir serüven kendini ne kadar geliştirdiğin ve trendleri takip ettiğinle ilgili. Burada öncü isimlerden Gülşen’i çok beğeniyorum. Ajda’yı da severim. Hala divalığını korumakta, çalıştım ayrıca Ajda’yla. Ajda’nın ikonu ve birçok şarkısını birebir kendi üzerinde yorumladığı isim Mina Mazzini. O da İtalya’nın ikonudur. Benim üniversite projem aynı zamanda.

Günlük yaşamında olmazsa olmaz parçaların var mı? Kendi stilinde güncel mi yoksa zamansız tasarımlar mı tercih edersin?

Benim stilim yıllardır aynı aslında “Glamour” bir tarzım var. Klasik ama iddialı parçaları tercih ederim. Her daim iyi görünmeyi seviyorum. Bu benim için bir yaşam biçimi. İtalyan arkadaşlarım “Diva” der hatta bana 🙂 Çanta, ayakkabı, gözlük, aksesuar. Hepsi bir bütün ve yaşam biçimi!

Ve en büyük özelliğim üzgünsem de iyi görünürüm, mutluysam da.

İş dışında neler yapıyorsun? Biraz kişisel hayatından biraz da İtalya tutkundan bahsedelim mi?

İş dışında spor, sanat, sinema ve edebiyatla çok ilgiliyimdir. Türkiye kompozisyon 1.liğim var!

Ben dünyaya öğrenmeye geldim. Büyük bir iştahla öğrenmeye çalışıyorum, meraklı ve tutkulu biriyim. Beni geliştirecek her türlü disiplinden etkileniyorum.

İtalya tutkuma gelince, geleneksel bir yapım var. O yüzden o topraklara çok yakın hissediyorum kendimi. Aktivist biriyim ama her zaman lokal olmadan global olunamayacağını öğrendim.

Güncel işlerini nerede izleyebiliriz? Seni en yakın nereden takip edelim?

Dijital bir proje üzerinde çalışmaktayım. Çok yakında sizlerle olacak. Projelerimi ve güncel hayatımı Instagram üzerinden takip edebilirsiniz. zeyneppsimsek adresim.

Samimi cevapların ve ayırdığın zaman için teşekkür ederim Zeynepciğim. Yeni projeni heyecanla bekliyorum.

Ben çok teşekkür ederim Yeşimciğim. Söz ilk seninle paylaşacağım.

Yeşim Mutlu

30 Haziran 2022, Milliyet, Pembe Nar

Yorum yok

Yorum Yazın