ANALİTİK BİR YETENEK MİDİR?

Analitik düşünmek bir yetenek midir? Doğuştan mıdır? 

Özel bir kolejin sınıf öğretmenlerinden Esra Özkan bu soruya şöyle cevap veriyor. 

Düşünmek bir yetenek değil, geliştirilebilir zihinsel bir süreç. Bu nedenle düşünmeyi geliştirmek amacıyla her kademede farklı ders etkinlikleri oluşturuyoruz. “Yaratıcı Düşünme” ve “Düşünme Becerileri” etkinlikleriyle düşünmek üzerine temelleri ilkokul kademesinden itibaren oluşturmayı hedefledik. Öğrencilerimiz, kullandıkları materyallerle farklı bakış açıları kazanarak düşünme sistemlerini zenginleştiriyorlar. Bu etkinliklerle öğrencilerimizin temel düşünme sistemlerini oluşturmalarını, farklı düşüncelere hoşgörü ile yaklaşmalarını, düşünmeyi bir yaşam becerisi haline getirmelerini istiyoruz. Eleştirel, analitik, sorgulayıcı düşünebilmelerini sağlıyoruz.

Soruyu şöyle sorarsak! 

Benim analitik düşüncem yetenek mi? Doğuştan mı? Geliştirilmiş zihinsel bir süreç mi? 

Sorunun cevabını bilmiyorum ama özellikle çoğu kişinin panik olacağı, nasıl davranacağını bilemediği, hatta genel olarak sinirli bir yapısı olmadığı halde, karşılaştığı bu ani olayın içerisinde asabileşen durumlarda (konularda) ben hem gayet sakin olabiliyor hem de analitik düşünebiliyorum. Olay bittikten sonra ortamda bulunan herkes, böyle bir durum karşısında nasıl sakin davrandığımı ve olayı nasıl sakin yönettiğimi, hatta böyle bir olayın içindeyken böyle bir ince ayrıntıyı uygulamak, söylemek veya bu kadar ince düşünüp nasıl uyguladığımı soruyor.  

Örneğin, iki erkek tartışıyor. Biri diğerini bıçak çekiyor. Ben o an sanki psikoloji eğitimi almış veya devamlı bu olayların içinde yer alan bir polis memuru gibi, sakin, yapıcı ve ikna edici olabiliyorum. Bazen, bazı olaylarda bu alanda eğitim alanlardan daha da başarılı olabiliyorum. 

Nasıl mı yapıyorum? 

Bilmiyorum? 

SAYGIYA, SAYGIMIZ YOK 

Küçüklüğümden beri el öpme, tokalaşma, sarılma bu tarz eylemleri sevmem ve mümkün olduğunca da yapmaya çalışırdım. Ama asla bugüne kadar kimseye saygısızlık yapmadım. Bu yaşıma kadar hakkımda kimse dememiştir saygısız. Elini uzatan bir büyüğüm olursa elbette öperdim. Ama ben özellikle böyle bir eylemde bulunmam. Tokalaşmak isteyen veya öpmek için uzanan kişilere de ters davranmadım. Fakat hiçbir zaman ilk adım benden gelmedi. Bu özelliğime saygı duyan da olmadı. “Hatta aman canım sen de ne sosyetiksin, sana “öpme beni” önlüğü yaptıracağız.” diyenler oldu. Pandemi hayatımıza girdiğinden beri değil öpüş, kokuş, mümkünse kimse kimsenin evine dahi gitmek istemiyor. Tabii global bir sorun olan bu hastalığın olmasını kesinlikle istemezdim ama yavaş yavaş senin şu öpmeme ve biraz mesafeli duruşun “iyiymiş” diyenleri duymaya başladı bu kulaklar. 

EŞİMİN ANNESİ BENİM DE Mİ ANNEM

O kadar derin ve tartışmaya açık bir konu ki…

Sadece eşimden ayrılınca, eski eşimde ben de evlenirsem, o zaman eş durumundan anne değişikliği yapmış oluyorum. Beni doğuran, büyüten canım annem ise hep bir tane ve her zaman her koşulda benim annem. Seni seviyorum anneciğim. İyi ki varsın…

Allah’ın Bize Verdiği Uzun Ömrümüz Boyunca

Ruhu Kalbi Kendi Gerçek Anlamda Hak Edenler

Çok Sağlıklı, Çok Huzurlu, Çok Bereketli, Çok Paralı, Çok Mutlu Günlerimiz Olsun.

Şenay Şaşmaz Sadıç

senaysasmaz@gmail.com

 

 

 

Yorum yok

Yorum Yazın