Bugün anneler günü. Dört bir yandan tüm markalar tarafından anneler günü bilgilendirme mesajlarına ve reklamlarıyla bombardımana tutulmuş durumdayız. Bu durum her yıl daha da artan bir hale geldi. Açıkçası önerilen ya da bilgilendirilen hiç bir mesaj ilgimi çekmiyor. İşin içinde böyle duygusal ve anlamlı bir günün sadece hediye ile anlamlandırılmasını tatsız buluyorum.

Anne olarak en büyük mutluluğum kızlarımın sağlıklı ve mutlu olması. Onların bana sarılmaları en büyük hediye. Ve onlarda kendi çaplarına göre beni şımartıyorlar. Bunun tarifi yok.

Üç kızımın da kendine göre süprizleri var. Melis, Maya Su ve Mira yaşlarına uygun olarak kutluyorlar. Ama bu maddi hediyelerle değil. Arka arkaya belirli bir yaştan sonra çocuk doğurmak ve aradan uzun yıllar geçerek yeniden anne olmak değişik bir deneyim. Kızlarımın 20, 8 ve 5 yaşında olduğunu düşünürseniz ne demek istediğimi çok net anlarsınız. İlk annelik deneyimim  çok tecrübesiz ve çok erkendi. Şimdi bakıyorum da kızıma çok iyi iki arkadaşız.

Maya Su ve Mira büyürken beş yıl gece gündüz karışık halde yaşadım. Bu sebeple de anneler gününde tek istediğim uyumak olurdu. Sağ olsun iki sene bana uyku hediyesi verdiler ve sabah uyudum.  Sonra minikler kahvaltı hazırladılar geçen sene minik elleriyle hazırladıkları kahvaltının güzelliğini nerede bulabilirim? Karmakarışık tabaklar, prensesli karakterli çatallarla kahvaltı etmek kaç anneye kısmet olur ? Bu insanı nasıl mutlu etmez ki?

Çok minik örnekler verdim size. Sizin kimbilir ne hikayeleriniz vardır. Satırları yazarken de dün gerçekleştirilen ama katılamadığım bir davete ait bilgi notu düştü ekranıma. İçinde yer alan rakamsal ve istatiksel bilgileri her zaman çok sevmişimdir. Paylaşmak istedim. Belki bir okuyanın işine yarar blog ya da tez vb konusunda.

Aksigorta Türkiye genelinde 12 ilde  25–45 yaş aralığındaki kişilerin “Anneler Günü” ile ilgili görüşlerini almak üzere bir araştırma yapmış. Katılımcıların yüzde 13’ü annesine bu özel gün için bir hediye almazken bu oranın da cinsiyete göre önemli bir farklılık gösterdiği ortaya çıkmış. Kadınların sadece yüzde 7’si herhangi bir hediye almazken, erkeklerde bu oranın yüzde 20 .

Annemize en çok ne alıyoruz?

  • Annelere en çok alınan hediye ise kıyafet (yüzde 60)
  • Mutfak eşyası (yüzde15)
  • Çiçek (yüzde13)
  • Yüzde 9 ise “İhtiyacı neyse onu alırım” demiş.
  • Pasta, dışarıda yemeğe götürmek, takı, teknolojik alet, tatil, hobi malzemeleri, kozmetik ve müzikle ilgili ürünler de söylenen seçenekler arasında yerini alsada yüzdeye dahi girememiş.

“Annenizle yapmaktan en çok keyif aldığınız şey nedir?” 

  • Sohbet Etmek ( yüzde 58)
  • “Annem yanımda olsun, birlikte olalım yeter” ( yüzde 23)
  • Yemek yemek (yüzde 14)
  • Gezmek (yüzde 10)
  • TV izlemek (yüzde 5)
  • Annesi ile alışveriş yapmaktan hoşlananların oranı ise sadece yüzde 4…

Gördüğünüz gibi benim kızların hediyeleri araştırmanın hiç bir maddesinde yok 🙂 Zaten hediyelerin baba tarafından alındığı (belirli bir yaşa gelinceye kadar) gerçek. Sanırım bu kadar stres bugünlerde onlar için de çok  fazla oluyor. Nedense babalar tarafından en olmadık hediyeler böyle günlerde alınıyor ya da en azından etrafımda gördüğüm böyle.

Böyle bir günde anneyi rahatlatmak, çocuklarla ilgilenmek bana göre eşsiz bir hediye.

Anneler günümüz kutlu olsun 🙂

YSM

YSM’in notu: Bu yazı Milliyet Yaşam Pembe Nar’da da yer alır 🙂