Türkiye’de ben çellomla anılmak istiyorum.

Instagram’ın sonsuz dünyasında dolaşırken karşıma çıktı @barriscello yani Barış Terkeşli. İlk gördüğüm an hissettiğim, bu genç müzisyenin hikayesinin beni içine çekeceği hissiyatıydı. Öyle de oldu hikayesinin peşine düştüm.

Barış’la Galata Kulesi’nin muhteşem manzarası altında Barnathan’da buluştuk. Çocukluk hayallerinden; çellist ve müzisyen olma yolculuğuna çıktık. Burak Dinçer’in yakaladığı harika kareler eşliğinde siz de buyurun, Barış Terkeşli’nin dünyasına….

Kendimi bildim bileli müziğin içindeyim.

Bazılarının çocukluk hayalidir şarkıcı vb olmak. Bazıları enstrümanı elinden düşürmez. Bazılarınında ailesi o yola sokar. Sen müziğe nasıl başladın? Çello nasıl hayatına girdi?

İlkokuldayken sınıf öğretmenim yeteneğimi keşfedip ailemle konuşuyor. İkisi de memur emeklisi müzik ile ilgileri hiç yok. Ama bilinçli bir ebeveyn olarak öğretmenimle birlikte beni yönlendirdiler. Ortaokul birdeydim ilk başladığımda.

Güzel sanatlar lisesine hazırlandığım için org ve solfej dersleri aldım. Sonra gitar için kurs almaya başladım. Gitarla birlikte güzel sanatlar lisesine girdim. Enstrüman seçimleri yapılıyordu flüt seçmek istedim. Ama flüte izin vermediler. Çok üzüldüm ilk başta. O sırada Çello öğretmeni birkaç öğrenciye çello dinletiyordu. Sesi duyduğum anda çelloya aşık oldum. Ben bunu istiyorum dedim. Güzel sanatlar lisesinde öğrendiğim çelloyu o günden bugüne severek çalıyorum. Üniversite eğitimimde müzik öğretmenliğini seçtim. Kendimi bildim bileli müziğin içindeyim. Ailemde hiç müzisyen yok bu arada.

Ne kadar güzeldir insanın sevdiği işi yapması. Şu an eğitimin ne aşamada? Yüksek lisans vb mi yapıyorsun?

Eskiden akademisyenlikti hayalim. Çocukken bilim insanı olmak istiyorum diye gezinirdim. Yüksek lisansımı bitireli epey oldu. Doktora sınavına girdim. Çok fazla okuma, yazma ve müziği farklı yönetmem gerektiği için o noktada bıraktım. Daha fazla müziğin içinde sahnede olmak istediğime karar verdim. İki sene önceydi bu kararı verişim. Bir arkadaşımla birlikte şarkılar çıkarmaya başladık. Üç şarkı sonrasında yoluma yalnız devam etmek istedim. Geçen ağustostan bu yana yalnız müzik yapıyorum.

Fotoğraf Burak Dinçer

Türkiye’de ben çellomla anılmak istiyorum.

Çello öğretmenini o gün dinlemen büyük şans olmuş diyelim o zaman. Rol model olmuş sana.

Kesinlikle. Tek enstrümanla solist olarak öne çıkmak bana göre daha uygun. Dünyada da öncüleri, örnekleri var. Türkiye’de de çok seviliyorlar ama bunu yapan yok. Jacqueline du Pré benim hayranlık duyduğum klasik müzik çellisti, Hauser ise ilham aldığım, popüler türde müzikler ve şovlar yapan bir çellist. (Du Pre artık yaşamıyor olsa da, özellikle çelloya başlangıç ve eğitim sürecimde bana çok motivasyon sağlamıştır) Türkiye’de de ben çellomla anılmak istiyorum.

Konservatuara girmek kadar sonrasında alan seçiminin zor olduğunu duyuyorum. Nasıl işliyor süreç?

Sıkılıkla gitar, flüt, keman, piyano gibi bölümler tercih ediliyor. Hepsi bir süreç. Öğrencinin isteği önemli ama bölüm için aranan özellikler oluyor. Örneğin parmak yapısına, flüt için dudak, diş yapısına bakılıyor. Sonrasında yönlendirme yapılıyor. Beni çello için uygun gördüler. Eh o alanda boşlukta vardı girmem çok zor olmadı.

Çellomla birlikte sosyal medyadayız.

 

Gayette güzel olmuş. İstanbul’da sahne senin 🙂 İstanbul’un her yerindesin çok da hoşuma gidiyor seni takip etmek. Nasıl başladın içerik üretmeye?

Sosyal medyayı çok sevmiyordum. Instagrama tek tük yüklemeler yapıyordum. Kişisel olarak bu işi yapmasam çok kullanacak biri değildim. Sonra bana bir güncelleme geldi. Şimdi çoook severek kullanıyorum.

İyi ki güncelleme gelmiş 🙂

Sosyal medyanın önemi ortada. Bir müzisyen olarak dijital mecraların müziğimi paylaşabilmek adına çok değerli bir alan olduğunu düşünüyorum. Açıkçası sosyal medya içinde cesaret gerekiyor. Konser alanında 10 milyon kişi beni göremeyebilir ama Instagram’da 10 milyon kişi beni izleyebilir. Başta bunun karşısına çıkmak benim için çok zordu. Çekim yapmakta hiç alışkın olmadığım bir durumdu. Zamanla alıştım ve rahatım artık. Müzik içeriği üretmek beni heyecanlandırıyor. Çellomla birlikte sosyal medyadayız.

Sosyal medyada en çok hangi alanda zorlanıyorsun?

Markalar ve ajanslar konusunda daha tecrübeli olmak isterdim. İyi niyetimin asla suistimal edilmesini istemiyorum. Sosyal medya ve gerçek hayatta daima müziğimi yapmak, bunu en iyi şekilde ifade etmek istiyorum.

Çok huşu içinde çalışıyorsun, kendinden geçiyorsun. Gerçekten bütünleşiyorsun, enerjini hissediyoruz.

Teşekkür ederim güzel düşünceleriniz için.

Müzik benim hayatım.

Seni Marmaray, Metro, Ortaköy, Eminönü, Kadıköy vb. çok farklı yerlerde görüyoruz. İstanbul’da sokak müziği yapmaya nasıl başladın?

İstanbul’a sekiz sene önce yüksek lisans için gelmiştim. Bu süreçte birçok okul ve kolejde müzik öğretmenliği yaptım. İstanbul’da ders için gitmediğim yer kalmadı. İstanbul’u keşfederken eğitim dışında müzikten asla geri kalmak istemiyordum. Okul dışında yarı zamanlı müzik yapmaya çalışıyordum. Geçen yıl öğretmenliği bıraktım. Artık tam zamanlı müzisyenim.

Sokak müziği yapmak benim için bir özgürlük alanı. Sınırlar olmadan ifade özgürlüğüne sahip olduğum bir mecra olarak görüyorum.

Akademik yönün güçlü, sosyal yönün güçlü. Hayalin bilim insanı olmakken şimdi müzik insanısın.

Öğretmenliği seviyorum. Bir gün yine dönebilirim, şimdilik farklı bir yoldayım. Müzik benim hayatım.

Seni Hauser ile karşılaştıran oluyor mu? Hiç soruluyor mu?

Tek başına çello çalan biri olarak gördükleri için benzetenler var tabii. Sadece yaptığımız iş benziyor. Davranış, kamera görüntüsü olarak çok benzemediğimi düşünüyorum. Özgün olmaya çalışıyorum.

Çok özgünsün bana göre. Hauser’un paylaşımlarında çok kurgulanmış içerik hissediyorum. Sen çok doğalsın bir anda çalmaya başlayabiliyorsun. Nerede çalacağını önceden belirliyor musun yoksa her şey doğal akışında mı?

Yürürken şurası çok güzelmiş diyerek çalmaya başlayabiliyorum. Oysa planlı olmak gerekiyor. Plansız olmanın çok vaktimi aldığını görünce daha planlı video çekmeye başladım. Instagram’da çok sevilen yerleri takip ediyorum. Takipçilerimden gelen istek ve önerileri dikkate alıyorum. Gitmeyi istediğim halde gidemediğim çok mekan var. Bunların içinde Balat ve Tarihi Yarımada en başta yer alıyor.

Ah Balat, benim çok sevdiğim bir yerdir. O zaman Balat’a beraber gidelim.

Süper olur, bundan sonraki buluşma Balat’ta olsun.

Hayallerini sormak istiyorum.

Şu an bununla yaşıyorum diyebilirim. Bu beni dinç tutuyor. Çok büyük bir sahnede etkileyici bir konser vermek istiyorum. Büyük festivallerde, büyük sahnelerde yer almak istiyorum. Benim yaptığım müzikte solist olarak bir vokalist yok, solist benim, vokalist ise beni izleyen seyirciler. Onlarla birlikte şarkılar söylemek; başka bir tabirle, onlar söylerken eşlik edeceğim interaktif bir sahne hayal ediyorum. Böylece seyirciye, dinleyiciye unutulmaz bir “deneyim” yaşatabileceğime inanıyorum.

Hayallerin gerçek olsun. İnanıyorum çok kısa sürede de gerçekleşecek. Seninle görüşmeye gelirken bir hayal kurdum. T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın hayata geçirdiği Türkiye’nin en kapsamlı festivali Türkiye Kültür Yolu Festivali’nde olmanı tüm kalbimle diliyorum.

Çok teşekkür ediyorum. İçinde kültür, sanat, müzik olan her yerde olmak istiyorum.

T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı, İBB Kültür duy sesimizi.

Müzik dışında neler yapıyorsun?

En büyük hobim botanik. Evim orman gibidir. Çiçeklerimle ilgilenmeyi seviyorum.

Neler eklemek istersin?

İnsanlar çok stresli, sinirli ve gülümsemiyor. Bir gücüm olsaydı bunu değiştirmek isterdim. Haydi hep birlikte #gülümse akımı başlatalım.

Harikasın.

Görüşmemizden sonra sevgili Barış’tan güzel haberler aldım. Mayıs ayında Balıkesir Üniversitesi Bahar Şenliği’nde konuk olarak sahneye çıkacakmış. Hislerimde hiç yanılmadım. Barış’ı, müziğini çok daha fazla konuşacağımızı biliyorum. Gülen yüzü, samimiyeti ve müziği kulağımda olacak.

Klasik müziğin sınırlarından çıkıp popüler müziğe doğru çelloyla bir yolculuğa çıkmak isterseniz Barış’ın instagram sayfasına göz atmanızı öneririm.

Müzik ve sanat daima hayatımızda olsun.

Yeşim Mutlu

18 Nisan 2024, Haberlercom 

Yorum yok

Yorum Yazın