Rüzgarın şiddeti ne olursa olsun kendi yolunuzu çizmekten asla vazgeçmeyin. 

Geçtiğimiz ay kızlarımla birlikte rüzgarıyla, taş evleriyle, eğlenceli beachleri ile her zaman en gözde tatil bölgelerinden olan Alaçatı’daydık.

Otel seçimi yaparken aile olarak kalabalıklar içinde olmaktan çok sakin, huzurlu ve butik oteller tercihimiz. Hayattan zevk almaya kodlayan yerler, mekanlar ve insanların hikayeleri bizi büyülüyor. Ne mutlu ki tatil için tercih ettiğimiz yerden çok güzel duygularla ayrıldık. Deniz ile iç içe, kuş sesleriyle uyandığımız bu cennette Berrin Pehlivan ile tanışmamız büyük şansımız.

Yaşadıklarımız mı bizi değiştirir? Değişen mi biziz? Kendi gerçekliğimizi yeniden yaratabilir miyiz? Bu soruların cevabı herkese göre değişir olsa da Berrin Hanım’ın hayatı inanılmaz!. Yaşadıklarının hepsini burada anlatmaya ne satırlar ne de duygular tercüman olabilir. Sürekli kendi potansiyelini geliştiren, gerçekleşmesi için çaba sarf eden, hayatını ve ruhunu sanat eserine dönüştüren ilham dolu bu kadını tanımanızı istedim. 

Berrinciğim, yaşadıklarını senden dinlemek benim için çok değerliydi. Paylaştığın için çok teşekkür ederim. Seni senin cümlelerinle okuyucularımıza anlatmak isterim. Berrin Pehlivan’ın hayat hikayesi nasıl? Dünden bugüne kısaca paylaşabilir misin?

Aslına bakılırsa göründüğümün aksine bir hayat hikayem var. Belki de hayat hikayemden dolayı böyle görünüyorum. Bugünlerde bilirsin bir kitabı almadan önce ilk kapağına bakarız, kapağını beğenmediğimiz bir kitabıda almayız. Dostoyevski’nin romanlarından hallice halim kısaca bahsetmek gerekirse;  29 Eylül 1971’de Belçika’da doğdum 2 yaşıma kadar Belçika’da yaşadım.

Ailemi uçak kazasında kaybetmemden dolayı Türkiye’ye yerleştim. Liseyi İzmir’de okudum. 17 yaşında görücü usulüyle evlenip Köln’e yerleştim. Durağan bir hayatım hiç olmadı. Lise yıllarında bile hem okudum hem çalıştım. Köln’e yerleştiğim sırada zaman bir türlü geçmek bilmiyordu. Bir şey yapmam lazımdı ama dil bilmiyordum. Bu sebeple bir dil kursuna yazıldım. Daha sonra hamilelik durumum oldu. 1992’de arkadaşım, sırdaşım, biricik güzeller güzeli kızım dünyaya geldi. Anaokula başladığı zamanlarda benim hemşirelik serüvenim başladı. Okullarımız yan yanaydı güzel kızımla, teneffüslerde birbirimize bakar gülüşürdük. Sağlık sektörü benim için farklı ve bir o kadarda iyi hissettiren sektördü. İnsanlara yardım etmek, hayatlarında nokta dahi olsa iz bırakmak düşüncesiyle bile mutlu oluyordum ki öyle de oldu. Kızım 15 yaşındayken boşandım, o zamanları düşünüyorum da zordu. Ama kendime verilmiş sözlerim vardı hiçbir zaman vazgeçmedim. Vazgeçmeyeceğimide anlatsam roman olur derler ya işte benimki de ondan. Rüzgar çok şiddetli esti, yönümü çok değiştirdi ama ben o yönde de kendi yolumu çizdim.  

2 yaşında aileni kaybetmek çok zor olmalı. Sonrasında da bahsettiğin gibi film gibi yaşamın. Geriye dönüp baktığında duyguların nasıl?

Evet, 2 yaşımda anne ve babamı kaybettim. Henüz hiçbir duygunun anlam ve önemini bilmezken. Kayıplar sonradan da devam etti. Abimi daha 20 yaşındayken bir binanın çatısından düşmesiyle kaybettim. Hayatım ona iş kazası süsü verdi. Ablam ile eniştemi anne-baba bildim ta ki 4.sınıf öğretmenim soy isimleriniz farklı onlar senin anne-baban olamaz diyene kadar. Ben annem ve babamı kaybettiğimi o gün anladım, aslında artık o gün kabullenmiştim. Geriye dönüp baktığımda başıma gelenlerin tesadüften ibaret olmadığının kanaatindeyim yaşanması gereken yaşandı. Daha yaşanacak güzel günlerim, hayallerim var. Bu hayattan alacaklı olduğumu düşünüyorum.  

Çok güzel zamanların ve anıların olsun Berrinciğim. Almanya’dan döndüğünde otel işletmeciliği yapacağın hiç aklına gelir miydi? Port Alaçatı Hotel denince herkes senin ev sahipliğini anlatıyor. Bu yolculuk nasıl başladı?

Otel işletmeciliği yapacağım aklıma gelmezdi az öncede söylediğim gibi hayatımdaki rüzgarın şiddeti biraz fazlaydı. Yönümü çok değiştirdi ama ben orada da kendi yolumu çizdim. Fakat bu rüzgar biraz tatlı bir rüzgardı. Port Alaçatı projesinin iki güzide insanını tanıdım. Aykut Mutlu ve Kenan Suiçmez.

Aykut Bey bir baba gibi yaklaştı yol gösterdi birçok yerde benimle yürüdü. Hakkını ödeyemem. Port Alaçatı başka bir dünya Port Alaçatı Hotel ise onun kalbi. Bende onun her gün daha iyi atması için elimden geleni yapacağım. Hayattaki felsefem bu, ne yaparsam yapayım, en iyisini yapmak için yapacağım.

Berrinciğim, otelin  her noktasında sanata bakış açın ve tasarım zevkin hissediliyor. Huzur dolu bir yerde kusursuz hizmet söz konusu. Malum butik otel olunca beklentiler ve memnuniyet çok değişken oluyor. Kaldığımız sürece tanıştığımız herkesin sayısız gelişi ve Alaçatı’da tek tercihi sizsiniz (bundan sonra bizde hep sizdeyiz ) Bunu nasıl başardınız?

Öncelikle güzel düşüncelerin için teşekkür ederim Yeşimciğim gördüklerim umut dolu iç dünyamın yansımaları. Bugünlerde en çok ihtiyacımız olan huzuru hissettirebilmişsem ne mutlu bana. Devamlı gelen misafirlerimizde sözlerinin karşılığı her şeyden öte burada bir aile olduk. Öyle de olmaya devam edeceğiz. 

Rüzgarın şiddeti ne olursa olsun kendi yolunuzu çizmekten asla vazgeçmeyin. 

Otel dışında zamanın nasıl geçiyor? Son yedi yıldır yaşadığın bu güzel şehirde okuyucularımız için önerileriniz olur mu? 

Otel dışında da hayatım oldukça yoğun. Tolstoy’un bisiklet teorisindeki gibi öğrenmenin yaşı yok derler. Yeni şeyler denemeyi, öğrenmeyi seviyorum. Bununla ilgili olarak online eğitimlere katılıyorum;  insan psikolojisi üzerine. Yağlı boya resimler yapıyorum. Pilates, yoga gibi sporlarla ilgileniyorum. Durağanlık bana göre bir şey değil. Onca yaşanmışlık var geçmişimde. O zamanlar durmadıysam bu saatten sonrada durmaya niyetim yok. Daha hayallerim var. Kendi butiğimi açıp, kendi tasarımlarımla markamı kuracağım. Okuyucularımız için şunları söylemek isterim: Rüzgarın şiddeti ne olursa olsun kendi yolunuzu çizmekten asla vazgeçmeyin.

Sen neler eklemek istersin?

Hayat her şeye rağmen devam ediyor. Altını üstüne getirseniz orada da bir yol var, bulun ve yürümeye devam edin. Yollar her ne kadar çamurlu olsa, uzun da olsa, çukur da olsa sonunda huzur sokağına ulaşacağınızdan şüpheniz olmasın, inanın. Bir de unutmadan yalnız değilseniz eğer, bir yola çıkacaksanız size inanmışlarla çıkın, ikna ettiklerinizle değil, çünkü yola inanmışlarla çıkılır. Son olarak asla vazgeçmeyin. Eğer ben vazgeçseydim bugün arkama baktığımda hayal kırıklıkları ile dolu koca bir hayat bırakmış olacaktım. Şimdi ise o hayata bakıp gözlüğümün altından ona göz kırpıyorum. Sağlıcakla kalın.

Sevgili Berrin Pehlivan’a hikayesini paylaştığı için çok teşekkür ederim.

Adam Fawer’in dediği gibi; “Geleceği tahmin etmek imkansızdır. Ama şimdiki zamanı çok iyi bilirsen geleceği kontrol edebilirsin. Hayat satranç gibidir on parçanı kaybedip yine de kazanabilirsin.”

Hayallerinizden ve hayatınızdan asla vazgeçmemeniz dileğimle. 

Yeşim Mutlu 

13 Ağustos 2022 Hotel Gazetesi

Yorum yok

Yorum Yazın