İnsülin Direnciyle Yaşamak!.

Aslında “İnsülün direncini nasıl yendim” diye bir başlık atacaktım. Ama sonra dedim ki YSM kendine gel insülin direncini yendin mi? Evet ama sen şu an buna karşı sürekli temkinle yaşıyorsun. Hayatını, yeme alışkanlıklarını değiştirdin. Bu sebeple bu bir yenme yazısı değil nasıl yaşanır yazısı olmalı . Şimdi size uzun zamandır nasıl yaşadığımı anlatacağım. Hem de ufacık kaçamaklarda bile neler olduğunu. Çare disiplin, diyet, spor bla bla bla. Yani kısaca İnsülin Direnciyle Yaşamak!.

İnsilün direnci nedir bilmeyen varsa daha önce yazdığım yazıya göz atabilir. 

YSMİnsulindirenci

İnsülin direnci ile tanıştığım tarih Eylül 2011 , diyete başladığım gün 19 Eylül 2011. Ne garip değil mi insan adı gibi hayatına giren bu gerçekle ilgili zamanları unutmuyor. O tarihten bu yana da 18 kg verdiğimi düşünürseniz demek ki insülin direnci ile yaşamayı öğrenebildim. Ama gelin bir de bana sorun.

Beslenme konusunda sorunlu biri değilim. Zaten Ege ve Akdeniz mutfağı hüküm süren bir mutfağım var. Çocuklarımda biz ne yersek onu yerler. Hazır, işlenmiş gıda tüketimimiz yok denecek kadar azdır. Ayda yılda bir pizza yeriz. Benim insülin sebebim gebelik şekerimin (gestasyonel diyabet) doğum sonrası hayatıma girmesi. Aslında her işte bir hayır diyerek olaya bakmak lazım. Gestasyonel diyabetli annelerin sıklıkla doğum sonrası diyabeti ortadan kalksa da, benim gibi bazı annelerin yaşantılarının ilerleyen dönemlerinde diyabetle karşılaşma riskleri yüksek. Bu nedenle benim yaptığım hatayı yapmayın ve doğumdan 6-12 hafta kadar sonra mutlaka diyabet riskiniz var mı yok mu test yaptırın. Benim Mira’yı emzirmek için 13 ay kendimi nadasa bırakmam kendime yaptığım en büyük haksızlıktır. Ama her şeyin bir anlamı vardır. Demek ki bunu yaşamam gerekiyormuş. Düşünün ben doğumdan 16 ay sonra doktora kontrole gittim. Gitme sebebimse daha önce doğum sonrası kilolarımı sorunsuz vermem ama bu kez 3 kg veriyorsam 5 kg geri alıyor olmam ve önlenemez tatlı yememdi. Meğer ben insülin direnciyle yaşıyormuşum o saate kadar. Emzirme sonrası bir kalıp tahin helvası yediğimi hatırladıkça şimdi midem bulanıyor. Ama yiyordum ve yedikçe de yemem geliyordu. Yani anlayın ne büyük bir kabus.

İşte 2011’den bu yana ciddi disipline soktum kendimi. Sağlıklı bir beslenme programım var buna çok sadığım. Hele ki ilk iki sene hiç kaçamak yapmıyordum hani derler ya çatal dahi sürmüyordum ya aynen öyleydi. Şimdi haftada bir kez sütlü tatlı vb kaçamaklarım oluyor. Çikolata adet öncesi mutlaka yiyorum ama hayatımda çok şey değişti çok.

Hayatımda;

  • Basit çay şekeri içeren tüm gıdalar
  • Hazır meyve suyu ve içecekler
  • İşlenmiş yiyecek maddeleri (işlenmiş et ve et ürünleri dahil)
  • Beyaz unla yapılan hamurişiler, hazır gıdalar
  • Havuç, mısır, pilav, patatese hiç yer yok.
  • İncir, muz, üzüm ölçü dışında hatta tüm meyvalarda belli porsiyonlar dışında yemek yok 🙁

İnsülin direncini sadece yiyip içtiklerinize dikkat edip doktor veya diyetisyeninizin verdiği beslenme değişikliği ile çözeceğim diye düşünüyorsanız bunu da kenara koyun. İnsülin direncini yenmek için kaslarınızı da kullanmanız gerekiyor. Yani spor şart. Yine benim hikayemde ilaç kullanımı ile birlikte acil spor merkezine kayıt ve spora başlamak var. Lakin ne oldu. Üç ay boşa kürek çekiyormuş gibi hissettim. Kullandığım ilaç herkeste diyetsiz mucizeler yaratıp benim 2 sene de verdiğim kiloları verdirken ben 3 ayda sadece 900 gr verebilmiştim. Sonrasında düzenli spor, ilaç ve sağlıklı beslenme programı ile haziran 2012 geldiğim de 10 kilo verebilmiştim. Ondan sonra doktor kontrolü ve ilacın kesilmesi . Spora devam derken insülin direnci ile yaşamayı ve her 6 ayda bir doktor kontrolüne giderek ne haldeyim görmeye başladım. Bu arada hayatımda önemli yer alan B FİT Seval Hocama çok teşekkür ederim. Onunla 5  ay gibi bir süre de çalışmış olsakta çok ciddi emeği var bende..

Yani direnç kırmak için çok uğraştım, çok sabrettim ama başardım.  Bunda en büyük yardımcı düzenli yaptığım yürüyüşler ve bana özel spor programı oldu. Sıkı bir yürüyüşün etkisinin 48 saat kadar sürdüğünü gösteren çalışmalar var. Yani sorunu çözmek için gün aşırı yürümeniz bile yetiyor. Yeter ki ciddi, etkili ve tempolu bir yürüyüş yapın. Burada kalp atışınız önemli. Egzersizin yoğunluğunu yavaş yavaş arttırmayı ihmal etmeyin diyorum. Sakın yazdıklarımı aman YSM sende mi doktor, spor hocası kesildin başıma diyerek okumayın. Yaşadıklarım birebir gerçek ve benim hikayem.

Zaten şu hayatta herkesin bir hikayesi var yaşadıklarıyla ilgili. Bu da benim insülin direnciyle yaşama  hikayem. İlaç kullanmıyorum, sağlıklı besleniyorum ve spor yapıyorum-daha doğrusu yapmaya çalışıyorum- Siz de insülin direnci ile yaşayabilirsiniz. Önemli olan “yaşamayı istemek” Zaten her şey istemek ile başlamıyor mu hayatta!.

Herkese sağlıklı bir yaşam diliyorum.

YSM

 

Yorum yok

Yorum Yazın