01 Nis Doğru Bilgiden Sosyal Medya Kirliliğine KoronaVirüs
Koronavirüs kadar sosyal medya bilgi kirliliğini de kontrol altına almak zorundayız!
Size bu yazıyı ülkemizde #koronavirüs teşhisi açıklandıktan bir hafta sonra yazıyorum. Her geçen gün vaka sayısı artıyor ve maalesef istemesekte dört kişiyi kaybettik. Bu yazıyı okurken umarım ülkemizde çok kayıp yaşanmamış #koronavirüsü ile ilgili yaşadığımız tüm zorlukları geride bırakmış oluruz.
Hayat olduğu sürece umut var
Şu anda tüm Dünya’da bilim insanları hızlı test, aşı, tedavi için hummalı bir çalışma halinde. Tüm kalbimle inanıyorum ki bilim insanları her zaman olduğu gibi bu virüse de çare bulacak. Her zaman böyle oldu yine olacak. Sakın ümidinizi kaybetmeyin sevgili okuyucular. Hayat olduğu sürece umut var ☺
HABERLERİN ARDI ARKASI KESİLMİYOR
Biliyorum hepimiz aynı haldeyiz. Elimizde telefon ya da teknolojiye dair ne varsa #evdekal halinde haberleri takip ediyoruz. Sayısız bildirim, uyarı ve haber akıyor. Ellerimizi nasıl yıkayacağımızdan, hangi ilacı kullanmayacağımıza ya da “arkadaşlar” diye başlayan ses kayıtlarının sonu gelmiyor.
SOSYAL OLMAK ÇOK ÖNEMLİ
Kişisel olarak herkes kadar ben de endişeliyim. Eşim doktor ve her sabah hastaneye gönderirken sadece “dikkatli ol” diyebiliyorum. Eve döndüğünde konuşmaya ve günü paylaşmaya çalışıyorum. Söylediğine göre çok konuşmaya başlamışım ☺ Normal şartlar altında gün içinde sosyal bir insan olduğum için çok keyifli sohbetlerde buluşurduk. Ama şimdi sürekli evde olduğum ve çocuklar dışında kimseyle konuşamadığım için (telefon konuşmalarını saymıyorum) fazla konuşuyor olabilirim.
SOSYAL MEDYA KİRLİLİĞİNE DUR DEMEK LAZIM
Geçtiğimiz gün arkadaşım Aylin Çalışkan “Doktorların çoğunlukta olduğu whats app gruplarında hiçbir sağlık çalışanı kurumu ile ilgili COVİD19 paylaşımı yapmıyor. Herkes işinde gücünde. Meraklı elti, görümce, birader, kayınço, kayınvalide, kardeş vb uslu dursa iyi olur” tweetini görünce sosyal medyada bilgi kirliliği hakkında yazmak istedim.
VİRÜS KADAR İNTERNET OKURYAZARI OLMAYANDAN KORK
Oxford Üniversitesi bünyesindeki Reuters Gazetecilik Çalışma Enstitüsü’nün 2016 Dijital Haberler Raporu’nda Türkiye, 26 ülke arasında “sosyal medyanın bir haber kaynağı olarak görülmesinde” yüzde 73’lük oranla ikinci sırada yer alıyor. Düşünün ülkemizin durumunu ☹
Sosyal medya hayatımızın olmazsa olmazı. Bilgiye erişimimiz çok hızlı ve çok fazla.
Virüsle mücadele ettiğimiz bugünlerde sadece evde oturarak da gelen bilgiyi dağıtıyoruz. Doğruluğundan emin olmadan bilgi paylaşan çok. Kişisel olarak var olduğum tüm gruplarda ısrarla söylüyorum “paylaşmayın”. Ama nedense kimse oralı olmuyor ya da bilgiyi doğrulamak istemiyor.
YANLIŞ BİLGİYİ YAYMANIN LÜZUMU YOK
İnsanların paniğe kapılması çok kolay. Geçtiğimiz gün izinsiz çekilen bir hekime ait video anında milyonlarca kişiye ulaştı. Paylaşan kişi kadar bunu yayanlar neden bu bilgiyi paylaştı merak ediyorum. Ne oldu, ellerine ne geçti? Bilgi kirliliğine izin vermesek, bu süreci sağlıklı bir iletişim sergileyerek geçirsek olmaz mı?
KURUMLAR ŞU ANA KADAR SÜRECİ İYİ YÖNETTİ
Sağlık Bakanlığı bu süreçte muhteşem çalışıyor. Asılsız haberleri de hemen bildiriyor ve virüs gibi hızlı yayılan bu bilgiler bir nebze frenleniyor.
BİLGİ KİRLİLİĞİNE KARŞI AŞAĞIDA YER ALAN MADDELERİ MUTLAKA GÖZ ÖNÜNE ALALIM
Biz bireyler olarak bu süreçte “sosyal medyada bilgi kirliliğine araç olmamak için neler yapabiliriz” aşağıda özetledim.
- Bilgi kirliliğinden uzak durun.
- Sosyal medyada duyduğunuz her şeye inanmayın.
- Haberin doğruluğunu sorgulayın. Gelen her haberin doğru olmadığını bilin.
- Kaynağı bilinmeyen bilgilere, videolara, ses kayıtlarına ve haberlere, muhakeme etmeden inanmayın ve lütfen düşünmeden paylaşmayın.
- Gereksiz, istenmeyen, söylenti, şehir efsanesi ya da adını siz koyun kaynağını bilmediğiniz bilgiyi yok edin.
- Kaynağı belli olsa bile felaket habercisi olan ya da üzücü görüntüler olan paylaşımları lütfen iletmeyin. Doğrudan silin.
- Bazı web sitelerinin ya da blogların reklam, sahte haber yapma ve yayma amacıyla kurulabileceğini bilin. Sosyal medyada “troll” olarak adlandırılan art niyetli kişi ya da grupların amacı bu bilgileri yaymak, yalan haberlerle sosyal paylaşım ağlarında insanları yanıltmak.
- Sözde uzmanlara değil gerçek bilim insanları ve işin uzmanlarının bilgilerine itibar edin.
- Gerçekleri öğrenmek için bilim ve sağlık haberciliğnde uzmanlanmış kişi ve haber sitelerini takip edin.
- Sağlığınız ve #koronavirüs ile sorularınız için kaynaklarınız Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve CDC, Sağlık Bakanlığı ve doktorlarınız olsun. Unutmayın ki hepsi sizin sağlığınız için görev başındalar.
PSİKOLOJİNİZİ POZİTİF YÖNLÜ TUTUN
Unutmayın bu süreçte, fiziksel olduğu kadar psikolojik bütünlüğünüz de önemli. Biliyorum hepimiz temizlikle, deterjanlarla hayatımızı temizlemek için uğraşıyoruz belki ama bu temizlik hali bir taraftan da temizleyemediğimiz düşünceler olarak çıkabiliyor. Sanki bazen ne kadar deterjanla, sabunla etrafı temizliyorsak o kadar zihnimizde hastalıkla, virüsle ilgili konu ortaya çıkıyor olabilir. Bu durum da normal. Yeni bir süreçle baş başayız, belki de daha önce bu durum hiç başımıza gelmedi. Olabilir. Bu süreçte ne kadar iki yana kaydığımızı fark edersek bizim için iyileştirici olabilir. Bir baktık sürekli hastalığı düşünüyoruz ya da bir baktık sürekli ev temizliği yapıyoruz… Bu süreçte dengemizi nasıl bulabiliriz buna bakabiliriz.
KENDİMİZE İYİ BAKMAYI İHMAL ETMEYELİM
Bize iyi gelecek şeyleri yapmak bizi her zaman koruyacaktır o yüzden kendimize iyi bakmayı elden bırakmayalım. Unutmayalım bu süreç sosyal mesafe süreci olsa da hepimizin kalbinin attığı yerler var oralara mesafe almayalım, böylelikle belki de bu her şeyin kısıtlandığı, her istediğimizi yapamadığımız süreci gerçekten ne hayatımızda önemliymiş, ne ile daha anlamlı bir yaşam yaşıyormuşuz görme fırsatımız olabilir.
Dilerim sağlıkla bu süreçten çıkar, kalbimizin attığı yerlerde kendimizi buluruz.
7/24 özveriyle çalışan tüm sağlık çalışanlarımıza teşekkür ve saygılarımla makalem sonlandırıyorum.
Sağlık ve sevgiyle kalın.
#evdekal #teknolojiylekal #sağlıklakal #Türkiye
Yeşim Mutlu
Yorum yok