24 Oca ”La Foule”
24 Ocak 2023 saat 05:09'de Melike Gungorer tarafından Fotoğraf, Nağme kategorisine eklendi.
Yorum yapılmamış.
''Bütün günler yenileşir her bekleyişte Ve bütün dünler, bütün geçmişler'' Girizgâhı Edip Cansever'in bir şiirinden en sevdiğim satırlarla yapacağım. Sonra Murathan Mungan'ın 'Yalnız Bir Opera'sına bağlayacağım. "Ne kalacak bizden. Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden." Bu satırlarla yetin(e)meyeceğim pek tabii ki, Devam edeceğim. "Aşk yalnız bir operadır. Aşkın bir yolu vardır, her yaşta başka türlü geçilen. Aşkın bir yolu vardır, her yaşta biraz gecikilen." Fonda son günlerimin şarkısı; ‘La Foule’ Edith Piaf’ın sesinden. Yağmurlu da bir gün konduracağım, çiçek gibi. Kulağımda Bengü'mün sesi çınlayacak tam o anda 'Çiçeğim.' Yumuşacık, bulutlarla kaplı mas’mavi gökyüzünden bir cam olacak yılın son günleriyle ilk günleri arasında. Yağmur damlaları bu kez Tanpınar’ın dizeleriyle süzülecek o camdan. ‘’Hep aynı nağmede çılgın dolaşan yaylar, Bir yıldız kervanı gibi haftalar, aylar Hep aynı hayalin peşinde bu yolculuk, Hep gül yangını ve bahar sıtması ufuk...’’ Gül yangını ve bahar sıtması. İmgelerin arasına yerleşerek bakalım nelerden söz edeceğiz. Tüm dünya çılgın bir telaşla geçiyor yılın son günlerinden. Üçyüzaltmışbeş günün envanterini çıkarıp yeni yıl kararları alıyor insanlar. Yılın sanat, edebiyat, sinema, müzik, spor, politika, bilim gibi farklı alanlarında en listeleri açıklanıyor. Yeni yıla dair hedefler konuyor. Bu kararlar, hedefler ve en'ler listesi hangi otoriteler tarafından belirleniyor. Bugün otorite kim? Annemiz, babamız, kardeşimiz, eşimiz, sevgilimiz. Hem uzak hem de yakın arkadaşlarımız mı? İş arkadaşlarımız mı? İşçiler mi? Fakirler mi? Patronlar mı? Zenginler mi yoksa. Devletler, gizli güçler, dış mihraklar, kapitalistler, kişisel gelişimciler, tanrılar, melekler, şeytanlar mı? Evren mi, kozmos mu? Yediği, içtiği, gördüğü ve gezdiği her yeri, yaptığı her şeyi 'işbirliği' 'öneri' süsüyle gırtlağımıza dayayan sosyal medya ünlüleri mi? Zihnimiz mi? Bazı kaynaklarda anlatıldığı gibi mi? 'Roma İmparatoru Jül Sezar'ın M.Ö. 46 yılında Güneş'i referans alan Jülyen takvimini benimsemesiyle yeni yılın başlangıç tarihi de değişti. Bir yüzü geçmişe diğer yüzü geleceğe bakan, değişimi ve başlangıçları temsil eden Roma tanrısı Janus'un onuruna onunla aynı adı taşıyan ocak ayının ilk günü yılbaşı kabul edildi.' Tüm bu olasılıklar arasında seçtiğimiz bize en yakın olan mı? Dünya yanarken saçlarımızı taradığımız üçyüzaltmışbeş günü bir çırpıda hiç yaşanmamış sayıp, bu temeli tam olarak nereye ve neye dayandırarak dolacağız bir gecede yepyeni umutlarla? Nasıl parlatacağız o umutları? Jülyen takvimini esas aldık diye mi jülyen doğranıp parçalara ayrıldı kalbimiz. Sonsuz olasılıklardan yaptığımız tüm seçimleri, o seçimlerin bedelini sadece sevdiğimiz için yine seve seve ödediğimiz, ödeyeceğimiz gerçeğini yanımıza alırsak, Bir yıl boyunca olamadığımız her şeyi olacağımıza, yaşadığımız her şeyi unutup, dönüşemediğimiz her şeye dönüşebileceğimize, sadece tarih değiştiği için her şeye yeniden başlanmanın mümkün olabileceği ihtimaline kim inandırabilir bizi? Nasıl ve ne ile ikna olabiliriz buna. Yılbaşı dilekleri, hedefler, yeni kararlar ve listelerle mi? Bir İsa'mız, Noelimiz ve hatta Noel babamız yokken, Neden aldığımızı pek bilmediğimiz plastik yılbaşı ağaçları, süsler ve yapay ışıklarla mı? Çocukluğumuzun tozlu sayfalarına karışan simli yılbaşı kartpostalları mı? Birbirimize aldığımız hediyeler mi? O hediyeleri birbirimizi sevdiğimiz ve mutlu etmek istediğimiz için mi alıyoruz gerçekten. O da mı bulaşıcı yoksa? Yapay mı? Yanıp sönen ışıklar gibi. Yağmur damlaları o camdan süzülürken biraz bunları düşüneceğim. Şiirde 'akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlardan' biri gibi soracağım kendime; '"Ne kalacak bizden? 'Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden?" Ne içinde, ne de büsbütün dışında, zamanın. Yekpâre geniş bir ânın, parçalanmaz akışında ve ‘rağmen’ eşliğinde, Damlalar süzülürken, bulutlar geçerken, Bir gecede. Her bekleyişte yenileşecek mi bütün günler sahiden, 'Ve bütün dünler, bütün geçmişler.' Melike Güngörer
Yorum yok