05 Oca Sevda ile Mavra Cafe Galata’dayız…
Sevda İstanbula geleceğini haber verdiği günden sonra benim son üç ay da kabusa dönüşen bakıcı problemim nedeniyle en uygun an buluşmaya karar verdik. Sevda kim mi? Çok sevdiğim bir arkadaşım zaman zaman bloğum da izlerine rastlayabilirsiniz. Her anımı da bloğa taşımıyorum ya PUCCA gibi yoksa taşısam mı acaba 😛
İşte Sevda geldi , cep telefonu değişti, Antalya’ya gitti geldi vb derken benim de bakıcı streslerimin araya girmesiyle nihayetinde buluşmayı ayarladık. Sevda ile farklı İstanbul köşelerinde buluşmaya bayılıyoruz. Zaten o İstanbul’a aşık ve şu an belirli zaman diliminde yaşayacak olsa da harıl harıl ev arıyor. Umarım ona en uygun bulunacak. İşte Sevdaya Galata’da buluşalım benim de gidemediğim ama merak ettiğim bir cafe var deyince olur deyip Galata Kulesinde buluşmak üzere anlaştık.
Ama yağan yağmur nedeniyle Göktürk’ten 20 dk de gittiğim yolun kilitlenmesi de üzerine tuz biber olunca ben yarım saat rötar ile gidebildim. Türk filmlerinde ki gibi kulenin önünde çığlık çığlığa koşarak buluştuk. Ve doğru Mavra Cafeye doğru yürüdük.
Yazılan , yapılan yorumlar çok iyi olduğu için beklentim çok yüksek gittim açıkçası. Çok sevimli, süprizlerle dolu bir yer. Zaten içerisi tasarım oyuncaklar, takılar etc dolu.
Ama biz nerede oturacağımıza karar veremediğimiz için üç kez yer değiştirdik. Camın önünde oturup yağmuru, yoldan geçenleri vb seyredelim dedik ama nafile cafenin sürekli açılan kapısı ve milletin kapı kapatma adeti olmaması üzerine ben titreme geçirince sonunda küçük bir masa da alt alta üst üste kahvaltımızı ettik. Sevda kahve fincanını cumba gibi bir çıkıntıya bıraktı.
Biz zaten buluşma bahane mekan farklı olsun dediğimiz için her anından keyif aldık. İphone da malum flash açılmıyor. Bilgisayar rica ettik acilen bir web sitesinden bir iletişim bilgisi vermem gerekiyordu Sevdaya çok ilgilendiler ve hemen bize bilgisayar sağladılar Bunun dışında sevmli kedi ve her yerden çıkan süprizler bizim mutlu olmamıza yetti.
Zaman akıp geçti, sohbet bize her zaman ki gibi yetmedi.
Biz de her şeye inanmak istedik ama her yazılan doğru değildir dedik 🙂 Bir de güzel ışık vardı lambanın altında Sevda benim portremi çekti ben de bayıldım 🙂
Sonra çıktık Mollys Cafeye gittik. İyiki de gittik, kahvelerimizi içtik, ısındık Molly ile sohbet ettik. Ben hedefime Sevda müzeye ışınlandı.
Gidip görmek isterseniz çok kolay yerde, YSM gitti, gördü, beğendi ama üşüdü titredi.
Mavraya gidenlere de son sözü : Kapıyı kapatın lütfennn de cam zevkimiz bozulmasın 🙂 yahuu
Sezen Uygur
12 Ocak 2011 saat 16:10Mavra’daki o kadar şey arasından Ninja’yı beğenip fotoğraflamanıza çok sevindim. İsmi Juu. Onu ben yarattım 🙂 Eğer ona sahip olmak isterseniz buradan satın alabilirsiniz: http://www.yumusakseyler.com/Urun/Oyuncak/13/juu.aspx
admin
12 Ocak 2011 saat 16:16Harika bu 🙂 Orası tam bir Alice harikalar diyarında ama ben ona bayıldım tavandan sarkmış öyle tatlı bana bakıyordu ki.
Bir gün arkadaşlarını da gerçek fotoğraf makinası ile çekmek isterim (Ninja iphone ile görüntülendi de 🙂
Sevgiler
YSM
Yonca Akcay
24 Şubat 2011 saat 20:25Cok tesekkur ederim iyi vakit gecirmenize sevindim. Kapi ile ilgili elimden geleni yapmaya calisacagim. Sigara disarida icildigi icin kapi surekli aciliyor ne yazik ki. Biz sandigin uzerinde katli duran rengarenk sallara hatta turuncu battaniyemize sariniyoruz o masaya oturdugumuzda :)) Sevgiler, tekrar gorusmek dilegi ile..Yonca
admin
24 Şubat 2011 saat 21:54Yonca Hanım,
Harikasınız. Bir daha ki sefere geldiğimiz de önerinize uyup sandık üzerinde duran sallara ve battaniyeye sarılacağız.
Sevgiler
YSM
buğra karaca
09 Mart 2011 saat 02:23o cafenin isminin mavra cafe olduğunu bilmiyordum,sizden okuduktan sonra aklıma düştü, en kısa zamanda gideceğim 🙂
admin
09 Mart 2011 saat 13:06ben de gitmek istiyorum ilk fırsat da hem de battaniyeniyi kullanmak 🙂