Selfie’leştiremediklerimizden misiniz?

Bir kaç gündür YSM blog da #selfie fırtınası esiyor. Gündem de bundan farklı değil. Tam Oscar Selfiesini konuşurken Milli Takımın Selfiesi geceye damgasını vurdu. Son selfielerle, selfie çekmeyenler bile “bir oscar selfiesi olmasa da diyerek ” instagram ve twitter da binlerce selfie paylaştı. Artık selfienin daha da çok çekileceği kesin. Malumunuz YSM bol fotoğraf, bol selfie çeker. 2013 yılında instagram da #asansordeyiz etiketiyle boy boy selfie çekmiştik. 2014 de selfie yılı olsun diyerek herkesin çektiği #selfie fotoğraflarına #selfieturkiye ve #turkiyeselfie etiketini eklemelerini rica etmiştim. Sağ olsun herkes çektiği selfieler de etiketliyor , hepimiz birbirimizle bu etiketle buluşuyoruz.

Selfie ile ilgili olarak yazılar yazmaya da devam ederken bir de uzman görüşü almak istedim. Uzmanımızsa işin piri çeşitli marka ve kuruluşlara profesyonel sosyal medya danışmanlık hizmetleri ve dijital pazarlama üzerine eğitimler veren Serkan Eskalen . Daha önce de blogumda “Sosyal Medya Fotoğrafçılığı ” yazısıyla yine harika bir yazıyla paylaştı. Yazıyı okudukça benim kadar keyif alacağınızı umuyorum.

Sevgili Serkan Eskalen’e bloguma misafir olduğu için çok teşekkür ederim.

Selfieniz bol olsun- YSM

SELFİE’LEŞTİREMEDİKLERİMİZDEN MİSİNİZ?

Medeni toplumumuzun yeni söylemleri arasında ‘selfie çekelim’ ,  ‘bu fotoğraf çok selfie durmuyor’ ,  ‘selfie’leştirelim biraz’ , ‘Selfie’le’ angajmanları baş gösteriyor. Öncelikle Selfie nedir? Bilmeyenler için kısaca tanımlayalım. İngilizce de‚ herhangi bir kimsenin bir cep telefonuyla veya fotoğraf makinesiyle kendi fotoğrafını çekmesini ve sosyal medyaya yüklemesini ifade etmektedir.

Gerçekleşen bilimsel bir örneklem üzerinden gitmek istiyorum.

Projenin adı: Selfiecity

Selfie çekmek narsisizm midir, benmerkezciliğin doruk noktası mıdır? diye sorgulamadan beş ayrı metropolün selfie pozlarını analiz etmişler. Tabii ki çoğunluğu kadın, yaş ortalaması ise 23.7 çıkmış. Ortak duruş ise boynu yana yatırma, yan bakma. Çok yaygın ördek dudaklar ilgili veri yok yalnız. O beş metropol arasında İstanbul yok ama, bizim kızların selfie’leri de aynı pozisyonlarda.

selfilestiremediklerimizdenmisiniz7

Dijital kültür uzmanlarından oluşan bir grup selfie stillerini merakından incelemeye karar vermiş ve böylece Selfiecity projesine başlamış. Berlin, Sao Paola, New York, Bangkok ve Moskova’da bir hafta içinde Instagram’a yüklenmiş binlerce fotoğrafı toplamışlar. Sonra her kent için 640 selfie seçerek havuzu daraltmış ve özel bir yazılımla yüzlerin analizine geçmişler. Gülücükler, gözlükler ve baş tutuş şeklinden bir veri tabanı oluşmuş. Bangkok ve Sao Paola selfie’lerinin daha bir gülücüklü, Moskova’dakilerin somurtkan, Berlin ve New York’takilerin ise o iki uç arasında olduğu ortaya çıkmış. Ayrıca erkeklerin daha çok 30 yaşından sonra selfie’lediği de bulunmuş.

En önemli mesele başı tutuş şekli. Şu facebook profillerindeki yana, arkaya kaykılarak poz verme salgını varya, aynı stil omuz hizasının üst tarafını da sirayet etmiş; boynu gerip, başı yana yatırmak şeklinde. Selfiecity analizine göre bu stil kadınlarda, erkeklere göre yüzde 150 daha fazla. Kadınlar başını ortalama 12.3 derece yatırırken, erkekler 8.2 derecelik açıda duruyor. Kadınların baş yatırma açısı da şehirden şehire değişiyor. Mesela Sao Paola’nın kıvrak Brezilyalıları 16.9 derece deviriyor. Analizde ‘ördek surat’ denilen ve dudak hareketine odaklanan stille ilgili verilerin eksikliği hissedilmiyor değil.

selfilestiremediklerimizdenmisiniz5

 

İstatislik olarak selfie etiketlerin instagram totalinin sadece yüzde 4’ünü oluşturuyor. Yani bu da 31 milyon adet ediyor. Kedi fotoğrafları selfie’leri kat kat aşıyor. Geri kalan alanı yemekler, evler, otomobiller, ayakkabılar vs kaplıyor. Mesela ingilizler günde 3.8 milyon adet kedili fotoğraf paylaşırken, selfie’ler 1.4 milyonda kalıyor.

Projenin detaylarına http://selfiecity.net adresinden bakabilirsiniz.

Rembrandt ve Van Gogh’da ustalarda selfie yapmış. Tamam adı ‘otoportre’  ama neticede selfie. Kendi görüntüsü, kendi ruh hali ve kendi ışığıyla..

Bugün bundan sonra Rembrandt ustalığında bir selfie çıkmayacağı kesin, ama daha milyarlarca otofotoğraf çekilecek. Fütüristlere göre gelecekte hologram selfie’ler bile olacakmış.

En havalılarından bir #selfie

selfilestiremediklerimizdenmisiniz3

Oscar töreninde 2 milyonun üzerinde retweet edilen Oscar selfie’si kadar, o fotoğrafın çekilme anı da internette en çok paylaşılan görüntülerden biri oldu.

selfilestiremediklerimizdenmisiniz4

Öte yandan Bali’de bir maymun, turistin boynundan çekip almış kamerayı, sonra da almış selfie çekmiş. İşte haberi:

http://www.nydailynews.com/news/world/monkey-steals-camera-visitor-takes-selfie-article-1.1702313

Aslında selfie’den daha acıklı bir durum varsa o da ‘haberim yokmuş gibi çek’ tadındaki bir selfie’dir sanırım. Yani düşünsenize kişinin kendisine yabancılaşmasında bir milat bir dönüm noktası resmen. Uzaklara dalmış fotoğrafını çeken sen!?

Hemen küçük bir dipnot; “Selfie” sözcüğünün ilk kez 2002 yılında Avustralya’da bir blog yazarı tarafından kullanılmış.

Gerçek hayatta kendini olduğundan farklı gösterme biraz zahmetli bir iş tabii. İşin içine görünütü, ses, vücut dili, kurulan anlık cümleler giriyor. Sosyal medyada ise bir filtre, bir efekt ile ‘çok güzel’ görünmek mümkün hale geliyor. Keza birkaç ay öncesinde yazdığım ‘Sosyal medya fotoğrafçılığı’ adlı yazımı tekrardan okuyup sentezlemenizi öneririm; https://www.yesimmutlu.com/sosyal-medya-fotografciligi.html

Selfie akımının en çarpıcı örneklerinde biri ise, Instagram’da Benny Winfield JR yada daha bilinen ismiyle MrPimpGoodGame.   Bu arkadaşın profil bilgisinde kendisini ‘selfie hareketinin lideri’ olarak tanımlıyor. Profil linkine tıkladığınız zaman hak vereceksiniz.  

Şu bir gerçek: Instagram profilleri, Twitter’da veya Facebook’ta paylaşılan sözler, durum güncellemeleri, kullanılan cümleler, iletişim dili kişi ile ilgili bir çerçeve çiziyor. Detaylı bir ‘ilk izlenim notu’ sağlıyor. Hatta sosyal medya profilleri, karşılıklı el sıkışarak tanıştığınız adamdan verdiğiniz ilk izlenim notundan daha sağlam veriler içeriyor. Takip ettiğin insanlardan paylaştığın sözlere, kendini ifade ediş biçiminden fotoğrafına kadar ‘şak’ diye söylüyor. Sosyal medyada yapılan herşey bir veri nimeti olarak kalıyor.

Özetle ‘Selfie’ akımı bizi şu noktaya getiriyor: Gün içinde durduk yere kimse seni ‘like’ etmiyorsa, sosyal medyada bu ‘like’ ihtiyacı kendini farklı gösterecek ve sana övünç kaynağı sağlayacak. Peki ‘kendini’ farklı göstermek nedir? Sevin beni çılgınlığı! Beğenilme arzusu. Sadece dış dünyanın onaylaması halinde değerli bir varlık olabileceğine inanmış kişinin hayatta kalma stratejisi diyebiliriz.

selfilestiremediklerimizdenmisiniz1

Kendi haline bırakılan, herşeyinden kendisi sorumlu olan birey de, otobiyografisine sarılmaktan başka bir çaresi yok aslında. Selfie bu anlamda, bireyin otobiyografik anlatımının bir parçası oldu.  Bu söylemler bireylerin kimliklerini bulmalarına yardımcı oluyor. Kimlik bilindiği gibi sosyal bir oluşum. Başkalarıyla birlikte oluşturulan ve sürekli değişen bir durum. Bu yüzden birey sürekli kendini (ve etrafındaki diğer bireyleri) sergilemek, anlatmak ve kontrol etmek zorunda.

Hayatın her alanındaki gerçek ve doğruların değiştiği bir ortama, bireyin kendi kendine sarılmasından başka bir olanak kalmadı zaten. Kendi haline bırakılan, herşeyinden kendisi sorumlu olan birey de, otobiyografisine sarılmaktan başka bir çareside yok. Selfie´de bu anlamda modern bireyin birey olmasını sağlamaya yarayan olanaklardan birisi. Toplumda bireyin neye ve kime inanacağı, özgür ve mutlu bir gelecek için nasıl davranması, hangi değer yargılarına sahip olması gerektiği belli değil. Zenginliğe, mutluluğa, özgürlüğü giden yol haritasını ne bilim adamları, ne dini liderler ne de önceki kuşaklar verebiliyor. Birey kendi kendine terkediliyor.

Sonuç olarak selfie akımı bir “moda” olmaktan ziyade, günümüz toplum ve insanını anlatmaya yarayan bir kavram. Birey artık bugünkü toplumda kendisini yaratmak ve sahneye koymak zorunda.

Bu yazıyı da google glass destekli selfie pozlarım ile bitireyim dedim.

Serkan Eskalen

Facebook.com/SerkanEskalen ;  facebook.com/SerkanEskalenBlog ;  twitter.com/serkaneskalen

selfilestiremediklerimizdenmisiniz6

Yorum yok

Yorum Yazın