Hindinin Beklenmeyen Sonu

Zaman zaman çok güzel paylaşımlar geliyor. Okurken inanılmaz keyif aldığım bu yazıyı bloğumda yayınlayabilmek için veren Melih Arat’a teşekkür ederim. Eğer siz de paylaşırsanız lütfen Melih Arat’ı kaynak gösterin. Aslında aldığınız ve size ait olmayan her yazıya yapsanız süper olur.

Sevgiler

YSM

Hindinin Beklenmeyen Sonu

Bir hindi varmış. Bu hindi sahibini çok severmiş. Çünkü sahibi hindiyi özenle beslermiş. En güzel ve en lezzetli yemleri yiyen hayvan, dünyanın en mutlu hindisiymiş. Hindi, sahibinin şefkatli bakışlarından çok mutlu olurmuş. Civciv olduğu günlerden beri durum böyleymiş. Gel zaman git zaman bizim hindi büyümüş palazlanmış. Tüm diğer hindilerin özendiği güzel ve sağlıklı bir hindi olmuş. Bir sabah bizim hindi uyanmış; güneş yeni doğmuş, harika bir gökyüzü varmış. Hindinin sahibi, hindiye yaklaşmış. Ama bu sefer elinde yem yokmuş, bir bıçak varmış. Hindi, “Beni kesmesi mümkün değil, herhalde ağaçları budayacak filan.” derken olan olmuş.

Nassim Nicholas Taleb, Varlık Yayınları’ndan çıkan Siyah Kuğu isimli eserinde insanların başarısız tümevarımlarına, akıl yürütmelerine ve neden-sonuç ilişkilerine örnekler veriyor. Olan biteni, oluşum sırasında anlamakta güçlük çekiyoruz. 1930’ların Fransa’sında tatlı hayatlarını sürdüren hiçbir Fransız, Almanya’da iktidara gelecek Hitler isimli kişinin tarihin 10 milyonlarca kişinin ölümüne yol açacak bir savaşı başlatacağını tahmin edemedi. Düşünün ki köyünden kasabasına güzel bir yoldan bisikletle gidip gelen bir Fransız olan Piere, yaşadığı günlerin benzerlerinin süreceğini düşünme eğilimindedir. Çünkü o güne kadar geçirdiği güzel köy günleri, sonraki güzel köy günlerinin delili niteliğindedir. Piere ile girişteki öykümüzdeki hindinin pek farkı yoktur. Her ikisi de tümevarımcı bir yaklaşımla hareket etmektedir.

the_black_swan
Nicholas Taleb, dünyada beklenmeyen şeyler olabileceğini anlatmak üzere ilginç bir örnek seçiyor: Siyah Kuğu. Beyazlıkla özdeşlemiş bir numaralı hayvan, birçokları için kuğudur. Kuğular beyaz olur. Başka türlüsü de pek ihtimal dahilinde değildir. Üstelik o güne kadar gördüğünüz bütün kuğular beyazsa, kuğuların hepsinin beyaz olduğuna ilişkin kişisel gözlemleriniz bu konudaki delillerinizi oluşturur. Ne var ki, dünyamızda sayıları çok az da olsa ‘Siyah Kuğu’lar da vardır. Türkiye’de bir tane görmek isterseniz İzmir Doğal Yaşam Parkı’na gidebilirsiniz. Siyah Kuğu, beklenmeyendir; önceki genellemelerimizi altüst edendir. Bizi hazırlıksız yakalayandır. Hindi öyküsündeki, hindinin sahibinin elinde bıçakla geldiği gün, hindinin yaşam öyküsünün Siyah Kuğu günüdür. Hindinin tüm yaşam öyküsüyle bütünleşmiş inancının kırıldığı gündür.

Nicholas Taleb, 11 Eylül olaylarının da dünya tarihindeki bir Siyah Kuğu anı olduğunu belirtmektedir. Her alanda, ekonomide, teknolojide, biyolojide ve özel hayatımızda Siyah Kuğu anları vardır. Giderek yükseliş gösteren bir borsanın aniden çökmesi bir Siyah Kuğu anıdır. 2000’lere kadar yükseliş gösteren internet şirketlerinin 2000 yılında aniden batmaları, internet alanının Siyah Kuğu’sudur. Amerikan ekonomisinde kapanmaz, batmaz, yok olmaz denilen şirketlerin kapanması, batması birer Siyah Kuğu örneğidir.

Siyah Kuğu şu ana kadar verilen örneklerde olumsuz gibi görünse de, her zaman olumsuz olmak zorunda değildir. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Osmanlı İmparatorluğu yok olurken Mustafa Kemal Atatürk’ün ortaya çıkıp dünyaya örnek olacak bir ülke kurması, bir Siyah Kuğu’ydu. Avrupa, Osmanlı topraklarını paylaşırken Mustafa Kemal diye bir liderin çıkıp tüm beklentilerini boşa çıkarmasını beklemiyordu. Peki bütün bunlar ne anlama geliyor? Siyah kuğuları tahmin etmek bu kadar zorsa, ne yapacağız? Bu dünyadaki işlevim insanları düşündürmek. Görevimi yaptım, iş size kalıyor; iki kulağın arasındakini çalıştırıp Siyah Kuğu teorisini ne yapacağımızı bulmak sizin işiniz.

Melih Arat

Yorum yok

Yorum Yazın