Gurur’un Tarifi

Fenerbahçe’li olduğumu asla saklamadım, gurur duyduğum bir şeyi saklayacak halim de yok zaten. İki satır şampiyonluk üzerine yazmak istiyorum müsadelerinizle.

Gerçi bunu yazan kişi Fenerbahçe’li olunca hangi şampiyonluk diye sorabilme lüksüne de sahip oluyor. Bu da ayrı bir gurur kaynağı. Konumuz futbol şampiyonluğu ama tabiki de. Belki son yılların en anlamlı şampiyonluğu bu neden mi anlamlı açalım hemen.

Her şeyden önce 9 puan geriye düşmeye ve Yeni Malatya faciasına rağmen toparlanıp ayağa kalktığımız için anlamlı. Daum döneminde 1 gol atıp üstüne yatalım anlayışından 90 dakika golü kovalayan mücadeleyi bırakmayan takım anlayışına geçtiğimiz için anlamlı. Uygulamadaki eksikliklere, bazen de yapılan hatalara rağmen, yılmadan sonuna kadar mücadele edildiği için anlamlı. Yaşanan her ne kırgınlık, dargınlık vs. varsa onları bir kenara atıp yönetiminden oyuncusuna, teknik kadrosundan taraftarına tek yürek olduğumuz için anlamlı.

Şampiyonluk kutlu olsun, en başta adaya kadar gidip de elini öpemediğim büyük insan Lefter, sana armağan olsun bu şampiyonluk. İzmir’de Guiza golü attığında bir taraflarını kırmak pahasına o tribünden atlayıp Guiza’ya koşan güzel renkdaşım sana gelsin bu şampiyonluk. Geçen yıl yaşananlardan sonra haklı olarak tribün faaliyetlerini askıya alan ama bu yolda yalnız bırakmak olmaz diyerek tekrar tribüne geri dönen Vamos Bien’e, Grup CK’ya, Unifeb’e armağan olsun. Maraton Üst A-B Blokta durmadan susmadan destekleyen Genç Fenerbahçe’lilere armağan olsun. Esasen o stada gelip “Yaşa Fenerbahçe” diye bağıran herkese armağan olsun.

Furkanın arşivinden

Hataları da olsa taraftarla arası bozuk da olsa Aziz Yıldırım’a da teşekkür etmek lazım, sonuna kadar Aykut Kocaman’ın arkasında durduğu için. Yönetimin tamamının tek vücut durarak aradan çatlak ses çıkarmamaları da takdir edilesidir. Diğer kulüplerin aksine ağız ishaline yakalanmış yöneticilerimiz olmadığı için mutluyum. Günlük gerginliklerle yapılan açıklamalar illaki olmuştur bu zaten kabul edilebilir bir şeydir, ama sistemli bir şekilde her hafta oynayacağımız rakibimizi zan altında bırakmaya çalışan herkes, size de kutlu olsun bu şampiyonluk.

Sen bizim Kocaman umudumuzsun dedik, aramızda seni acımasızca eleştirenler oldu eleştiri ötesine götürenler de oldu. Sen benim çocukluğumun kahramanıydın hocam, tribünde al artık şu adamı hocam bitti işte görmüyor musun diye düşünsem de bunu hiç yüksek sesle söyleyemedim. İnsan kahramanına laf söyleyemiyor ki, konduramıyor. İçimde bir yerde sana dair olan inancım, senin başarılı olmanı istiyordu en kötü sonuçta bile.

Ben nasıl Fenerbahçe’li olduğumu hatırlamıyorum, yani doğduğumda Fenerbahçe’liydim derler ya öyleydim ben de, bugün 32. yaşımın içerisindeyim . Saraçoğlu Stadın’da yüzlerce maç izledim, Fenerbahçe’nin olduğu her yere bir şekilde gitmek o formayı taşıyanlara destek olmaya çalıştım sürekli. Binlerce tezahürat yaptım o stadlarda, salonlarda “Fenerbahçe” diye. Ama hiç biri dün gece 50.000 kişi ile beraber yaptığım ” sen bizim KOCAMAN umudumuzsun” tezahüratı kadar etkilemedi beni. Yolun açık olsun hocam, şampiyonluklar elbette önemlidir ama senin varlığın hepsinden önemli.

Furkan Zengin

Yorum yok

Yorum Yazın