Deli Kızın Rüyası, #blogfırtınası 10 Aralık

Gün 10. Eskiden yazdığınız bir şeyi bulun. Girişini tekrar yazıp ona yepyeni bir ton verin.

Okuyacak olduğunuz satırlar 20 Ocak 2003‘te yazılmış. 10 yılı aşkın süredir gün ışığına çıkmayı beklemiş. Emiin olmadığım yazıları paylaşmayı pek sevmem. Bugünün ödevi de eskiden yazdığınız bir şeyi bulun. Girişini tekrar yazıp yepyeni bir ton verin olunca geçmişten bir yazı hortladı yine. Size söylemiştim. Paylaşmadığım ne çok yazım var benim. Var mısınız şimdi satırları okumaya?

Zarif 1 Meyhane duvarlarından

Zarif 1 Meyhane duvarlarından

“Gözlerinin içine başka hayal girmesin” diye şarkılar söyledim geçen hafta. Taksim’de Nevizade’de bir meyhanede salaş masaların arasında. Elim ürkek ürkek uzandı, şarkıyı söyleyenlere . Bağıra bağıra şarkı söyleyenlere sessizce dokundum elimdeki parayı bırakırken.

Çok değil geçmiş zamanlara gittim hayalimde. Hayal mi ben mi uydurdum bilmiyorum. Gecenin karanlığında çalan telefon sesi ile fırlamıştım yataktan. Deli dolu sesler arasında bir ses sessizce ” Aşk bu işte; gecenin yarısında sevgiliyi uyandırmak seni seviyorum” diye bağırmak diyordu. Sabah uyandım gerçek değilmiş…

Geceydi, soğuktu hava çaresiz vücudum yatağımda yalnızlığı ile başbaşa… Bir yanda beraber olmak istenen -rüya mı gerçek mi bilinmeyen – aşk bir yanda hayatın tüm yanları. İnanmak ve inanamamak eski bir tragedyadaki gibi.

Yaşamın mutluluğunu tadarken bırakıp gidersen yaşayamam derken tersine dönen dünya. Kıymeti bilinmeyen günler, yok olan hayaller ve kaybedilen yaşamlar. Bir sonbahar vurgunu desem değil mevsim kış. Yüreğe karlar yağıyor mevsim çoktan değişmiş. Aşk bahar meltemiymiş buluşulamayan yaz güneşiymiş.

Zaman geçmiş gitmiş deli kızın rüyası güne girmiş.Küçük küçücük bir kızmış; hayalleri, istekleri, gerçekleri yaşanacakları varmış. Ne olmuşsa bir anda olmuş. İçtiği dökülmüş, gördüğü rüyadan ıslanarak uyanmış. Etrafı keskin bira kokusu sarmış. Az öncesine kadar menekşe kokuları taşıyan nefeste hıçkırıklar başlamış. Mumlarını yakmış, tütsüsünü içine çekmiş. Karanlıkta kendini; bilmediği dilde şarkılar söyleyen kadının nağmelerine bırakmış. Ağlamak istemiş, ağlayamamış. Bir kaç mum üflemiş, dilek dilemiş gerçek olmayacağını bile bile…

Bir dilek tutmuş gecede
sadece küçük kızların bileceği
kapatmış gözlerini
sabah olmuş rüya bitmiş

YSM-Yazmayı sever 

Yorum yok

Yorum Yazın