Canlı yayın söyleşileri: Mucit Panda

Sevgili okuyucular merhaba nasılsınız? Gerçekten nasılsınız? Günleriniz, hayatınız nasıl geçiyor? Covid-19 sebebiyle evdeyiz. Hayatımız artık eskisi gibi değil. Kişisel olarak her geçen gün daha çok alıştığımı söylemek isterim. İnsan zaten nelere alışmıyor ki? Sağlık olsun yeter ki…

Evde kaldığım ilk günlerde ne yapacağımı şaşırmaktan öte var olan duruma alışmaya çalışmakla geçti ilk günlerim. Belirli bir rutini ancak bir ay sonunda oturtabildim. Şimdi geriye dönüp baktığımda derin şok içinde olduğu görüyorum. İlk günler sonrası hayatı evde yaşama halindeyim. Yazıyı yazarken evde kaldığımız 42.gündeyiz. Eşim dışında evden kimse çıkmıyor. İhtiyaçlarımızı bazen o bazen de eve sipariş şeklinde geçiriyoruz. Lakin her kargo geldiğinde, market alışverişi ve su siparişleri sonrasında yaşadığımız derin temizlik ve hijyen halini yıllarca konuşacağım. Bazen de ağlanacak halimize gülüyorum diyorum. Ama hayat sizi öyle farklı hallere sürüklüyor ki.

Yeşim olarak çok hareketli ve her anı dolu dolu yaşayan bir kadınım. Hayatın içinde olmak bana keyif verir. Covid-19 sebebiyle evde olunca; sosyalleşmek ailemiz ve sevdiklerimizle yaptığımız görüntülü konuşmaların ötesine geçemiyor haliyle. İşte böyle bir gün Instagram canlı yayın açarak konuşmaya başladım. Tamamen doğaçlama ve hiç plansız. Instagram’a canlı yayın özelliği geleli çok olmasına rağmen toplasanız bir elin parmaklarını geçmezdi canlı yayın yapmam. Şimdi bakarsanız ciddi ciddi canlı yayın yapıyor, dostlarımı canlı yayında ağırlıyorum. Hayatı, pandemiyi ve kendi uzmanlık alanlarını konuşuyoruz. Bana çok iyi geliyor bu yayınlar.

Her yayın öncesi konuklarımla ilgili detaylı sorular hazırlıyor ve ön onaylarını alıyorum. Geçtiğimiz hafta Klinik Psikolog ve Varoluşcu Psikoterapist Ferhat Jak İçöz ile yayında sohbet ederken “konuşmaları neden yazıya dökmeyelim” dedim. Okuduğunuz satırlar da böyle ortaya çıktı. İlk yazımın Ferhat Jak İçöz’ün yayına ait olmasına isterdim. Ama kişisel programı nedeniyle haftaya sizlerle paylaşabileceğim.Aşağıda okuyacağınız satırlar 21 Nisan 2020’de sevgili Mucit Panda kurucu ortağı Gökçe Güner ile yaptığım yayından. Madem yüz yüze söyleşiler yapamıyoruz. Bende sizlerle canlı yayın söyleşilerimi paylaşırım.

Merhaba, Sevgili Gökçe Hanım kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

İTÜ İşletme Mühendisliği mezunuyum. Galatasaray Üniversitesi’nde, Üretim Yönetimi ve Pazarlama Bölümü’nde yüksek lisans yaptım. Üniversite ve yüksek lisans döneminde reklam ajansında farklı markaların yaratıcı süreçlerinde asistanlık yaptım. İPZ Anadolu 2014 eğitimlerinde Project House ve Marketing Türkiye tarafından 5 Anadolu markasına verilen dijital marka danışmanlığı sürecinde yer aldım. 2015’ten bu yana aktif olarak Mucit Panda’nın Sosyal Medya ve Müşteri İlişkileri mutfağında çalışıyorum.

Mucit Panda‘yı hangi amaçla kurdunuz? Kısaca kuruluş hikayenizi anlatır mısınız?

Projenin fikir başlangıcı tarihini, ortağım Duygu’nun kızına birinci yaş gününde hediye baktığımız dönem Mayıs 2014 olarak verebiliriz. Kendi çocuklarımıza oynayarak, öğrenerek, keşfederek, düşünerek büyümeleri için kaliteli oyuncaklar bulmanın bizim için önemli bir ihtiyaç olduğunu ama bunlara hem bir arada hem de kolaylıkla erişmenin mümkün olmadığını gördük. Kurucu ekip -iki aile olarak- internet girişimi üzerine araştırmalar yapıyorduk. Sonrasında sektör, marka, tedarikçi, altyapı vb. araştırmalarına bu ihtiyacımız üzerinden devam ettik. Şirketimiz Mucit Beyinler Ekim 2014’te kuruldu; sitemiz Mucit Panda’yı ise Ocak 2015’te yayına aldık. Özellikle 0-8 yaş dönemine hitap eden, çocukların sosyal, bilişsel, fiziksel, duygusal becerinin gelişimine yönelik oyun ve oyuncakları e-ticaret mağazamızda bir arada getiriyoruz. 110’dan fazla seçkin markanın 6 binden fazla oyun ve oyuncağını ailelerin beğenisine sunuyoruz.

Mucit Panda’da yer alan oyuncaklara nasıl karar veriyorsunuz? Seçiminizde hangi kriterler ön plana çıkıyor?

Mucit Panda marka ismi ile akıllı oyunlarla büyümüş çocukların gelecekteki üretken, icat çıkarmayı seven, mucit yönünü sahipleniyoruz. Yuvarlanmayı, oynamayı seven ama nesli tehlike altındaki “panda” karakteriyle de hem oyunu hem de geleceğimizi koruma ve iyileştirme gerekliliğini önemsiyoruz. Çünkü düzene alternatif, işlevsel ve topluma yararlı öneriler getirme rolünü ancak hayal gücü bugün kısıtlanmamış, oyunla özgüvenini kazanmış çocuklarımız üstlenebilecektir.

Eğitici unsurlarından çok, çocuğu oyalamayı önde tutan ürünleriyle, savaş, güç ve cinsiyetçi oyuncaklarıyla hali hazırdaki sektörel ve kültürel yapının geleceğimizi bir hayli etkilediğini düşünüyoruz. Kaba kuvvetin değil düşünen ve üreten bireylerin dünyayı değiştireceği, iyileştireceği inancındayız. Gündelik kazançlar yerine, aileleri ve toplumu çocuk yetiştirmede daha iyiye yönlendirme hassasiyeti içerisindeyiz ve müşterilerimize de bu bilinci aktarmaya çalışıyoruz. Bu sebeple eğitici, çocukların gelişimine yardımcı, güvenilir oyun ve oyuncakları sunuyoruz.

Satışa açacağımız oyunları seçerken öncelikle güvenilir üreticilerin belirli sağlık ve kalite testlerini karşılayan ürünleri üzerinden ilerliyoruz. Ürün çocuğa gelişimsel katkı sağlar mı, mümkünse aynı oyun içinde çocuğu birden fazla beceri ile destekleyebilir mi, ya da aynı oyun materyalleri farklı oyunlar için de kullanılabilir mi, çocuk kendi alternatif oyunlarını kurabilir mi? Malzemesi dayanıklı mı, böylelikle hem çocuk hem de ailesi uzun süre o üründen yararlanabilir mi? Bunlar incelediğimiz oyun ve oyuncaklarla ilgili temel sorularımız oluyor.

Koronavirüs sürecinde aileler oyuncak seçerken ve oyuncak hijyeninde nelere dikkat etmeli? Neler öneriyorsunuz?

En doğal, sağlıklı ve temiz oyuncak ahşap malzemeden üretilen oyuncaklar. Suya dayanıklı boya ile boyanmış ahşap oyuncaklar kaynatılmış ılık su ile temizlenebilir. Sabun gibi kolay durulanabilen temizleyiciler ile antialerjik bebek deterjanlarının kullanılmasını öneriyoruz. Eğer temizleyeceğiniz oyuncak plastikse, ahşap oyuncaklar gibi temizlemekte sakınca yoktur. Ancak kaynar sıcaklıkta su kullanımı materyale zarar vereceği için suyun soğutulmasını öneriyoruz. Pil aksamı olmayan peluş bir oyuncağı temizlenecekse, derinlemesine bir temizlik için çamaşır makinesinde yıkanabilir. Eğer varsa kurutma makinelerinden de yararlanabilir. Bu konuda da oyuncağın etiketindeki sıcaklık derecesinin gözetilmesi önceliklidir.

Doğru oyuncak seçimi için ise öncelikle çocuğu iyi tanımak gerekir. Çocuğun ilgisini çeken özel konular varsa iyi takip edilmelidir, çünkü bu konulara dokunan oyunlar/oyuncaklar çocuğun öğrenmeye açık ve motive olduğu alanı gösterir. Yakın temalarda oyunlarla çocuğun kendini geliştirmesi çok daha kolay olur.

Çocuğun yaşına uygun gelişimsel ihtiyacı iyi tespit edilmelidir. Oyun, çocuk için özgür bir alan yaratır ve çocuklar çoğu zaman eksik oldukları alanlar yerine, daha kolay başarabildikleri alanlarda oynamayı seçer. Eğer oyunlar çocuğu motive eden bir ortamda, zorlamadan oynatılırsa çocuğun oyunu sevmesi, vazgeçmemesi de kolaylaşır. Gelişimsel kazanımları da oynama sürecinde zaten edinecektir.

Oyuncak çocukların birebir temas edeceği materyal olduğu için oyun/oyuncak seçiminde üretim kalitesine de dikkat edilmelidir. Kapalı, ambalajlı ve hijyen açısından güven veren ürünler tercih edilmelidir. Standart sağlık testlerinden onaylı olup olmadığı konusunda emin olunmayan ürünler ise kesinlikle tercih edilmemelidir.

Güvenilir ve kalite hassasiyeti yüksek mağazalardan alışveriş yapılmalıdır. Ürün kutusunda CE işareti veya EN71 Avrupa Oyuncak Güvenliği Direktifi testlerinden onay bulunup, bulunmadığına dikkat edilmelidir. Ürün kutusu üzerinde Türkiye üreticisi veya Türkiye yetkili distribütörü firma bilgileri açıkça görülebilir olmalıdır.

Online alışveriş yapıldıysa ve bu bilgiler kutuda görülmüyorsa ürün açılmamalı, kullanılmadan iade edilmelidir.

Tüm dünya koronavirüsle mücadele ediyor. Bu süreç herkesi olduğu gibi çocuklu aileleri de etkiliyor. Ailelere neler tavsiye edersiniz?

Salgın, karantina gibi kelime ve süreçler özellikle okul öncesi çağdaki çocuklarda kaygı ve korku yaratabilir. Ancak aileler bu durumda uzmanları dikkatlice dinlemeli ve mümkün olan en doğru şekilde süreç hakkında çocuklarını bilgilendirmeli; çocukları için en verimli şekilde değerlendirmeli. Birlikte oynanacak eğitici oyunlar, onların ilgisini virüse değil birlikte kurulan iletişime çekecektir. Okul öncesi çağındaki çocuklarla evde oynanabilecek birçok eğitici oyun ve yapılabilecek aktivite var. Bunlar arasında birlikte kitap okumak, bitki yetiştirmek, ince motor becerilerine, görsel algı, dikkat, odaklanma ve dil becerilerinin gelişimine yönelik oyunlar oynamak yer alıyor. İlkokul çağındaki çocuklarla ise görsel algı, dikkat ve hafızaya yönelik oyunlar ayrıca stratejik düşünme oyunları oynanabilir. STEM ve deney kitleri, kodlamaya giriş setleri de iyi birer alternatif olarak sıralanabilir.

Eğitime ara verilmesiyle birlikte çocuklar evde daha fazla vakit geçiriyorlar. Ebeveynler bu süreyi nasıl değerlendirmeliler?

Uzaktan eğitim çocuklar için alışılmadık bir uygulama olarak karşımıza çıktı. Dikkat etmemiz gereken birçok nokta var. Çocukların kaygılarını en aza indirerek, onlara bunun olağanüstü bir durum olduğunu anlatmalı, bu süreci en verimli ve keyifli şekilde geçirmelerini sağlamalıyız. Diğer yandan birlikte geçirdiğimiz bu dönemi, oyunla birleştirdiğimiz bir evde eğitim sürecine de kolaylıkla dönüştürebiliriz. Gerek ders aralarında gerek ise eğitimden arta kalan sürede oynayabilecekleri oyunlar, onların hem kaygılarını azaltacak hem de hayal güçlerini geliştirecektir.

Eklemek istedikleriniz var mı?

Hem çocuklarımız hem de biz yetişkinler daha önce belki de hiç deneyimlemediğimiz kadar bir aradayız aslında şu dönemde. Çocukların anbean gelişimlerini görebilmemiz, ilgilerini ve yeteneklerini keşfedebilmemiz açısından da çok değerli bir dönem. Onların her anını programlamak veya sürekli yeni oyunlar, aktiviteler sunmak zorunda değiliz. Yaratıcılıklarının boyutlarını zorlayabilmesi için bazı zamanlar sıkılmalarına ve açık uçlu oyunlar oynamalarına da izin verelim.

28 Nisan 2020 haberlercom 



Yorum yok

Yorum Yazın