Gözlerimden akan yaşları tutamıyorum. Hüzün ve eksiklik dolu bir gecenin ortasındayım.Sahnede güzel sesli kadın şarkılarını okuyor. Zaman makinesi icat edilmemiş olsa da yıllar öncesine dönüyorum… Ada kokusu var her tarafta. Üzümlerin renk değiştirdiği papazın henüz papaz kesen için dua etmediği bir zaman. Kalenin etrafı kalabalık. Tatlı...

İki yılın ardından 31 Ağustosta yaşadım seni. Dudağımda soğuk bira damlacıkları, ufkumda Ezine ışıkları gözümün önünde gittikçe büyüyen dalgaların çarpmaktan yorulmadığı kale. Yalnızlığın hemen ardındayım. 5000 kişinin 3 güne sığdırmaya çalıştığı kalabalıktan sonra sessizliğine alıştırıyorsun kendini. Zafer Bayramı mı yoksa canhıraş bayramı? Kimbilir...